Balkanlar turu: Saray-Bosna notlarım #4 Turistik bir gün

1.JPG
Baščaršija ve Sebilj

Saraybosna'da bir gün boyunca ziyaret edilesi ve görülesi birçok yer vardır.

3.jpg
inat evi

Şehrin turistik bölgesi, Başçarşıdır(Baščaršija). Buranın da başlangıç noktası Sebilj'dir. Burdan su içmeyi ve güvercinlere yem atmayı unutmayın. :)

Bosna'ya gidip, yiyilecek ilk "yemek" şüphesiz "burek"tir. Bildiğimiz börek gibi ama tadı biraz daha güzel. Ayrıca, orda 7-24 farketmez burek yiyilir. Bizdeki gibi sadece kahvaltılık bir olgu değil. Kıymalı, peynirli, patatesli ve ıspanaklı olanları mevcut. Üstüne de sos olarak yoğurt döküyorlar. Burdaki yoğurt, bildiğimiz yoğurtdan birazcık farklı. Bir porsiyon burek genelde 4-5 Mark tutuyor.

10.jpg

Bosna'nın(ve genel olarak Balkan'ların) diğer bir geleneksel yemeği de, "Cevapi" yemeğidir. Bildiğimiz köfteye benziyor ama kendine has bir tadı var.

Eski çarşının, ana caddelerinden biri de Ferhadiye'dir. Bu sokakta geleneksel eşyalar satan birçok dükkan vardır. Ayrıca, Osmanlı dönemi şehrin valisi Gazi Hüsrev Beg(Bey) adına çeşitli yapılar var. Gazi Hüsrev Beg camiisi burdaki en büyük yapılardan biridir. Isa Bey kütüphanesi, medresesi ve han belli başlı ziyaret edilebilecek yerlerdir.

21.JPG

Burdaki cami ile ilgili bir şehir efsanesi var. Rivayet edilirki, o dönemde Gazi Hüsrev Beg iki cami inşaatı yapar. Biri Sultan Süleyman adına inşa edilen büyük heybetli bir cami, diğeri de kendi adına yaptırdığı ufak bir camii. Artık her nasıl oluyorsa, Sultan'ın kulağına bazı dedikodular gidiyor ve Gazi Hüsrev Beg'in küçük camiyi Sultan için yaptığını iletiyorlar. Sultan da, kendince bir oyun yapıyor ve Gazi Hüsrev Beg'e ferman gönderiyor. Şu an inşaası devam eden camilerden "benim için yaptığın senin, kendin için yaptığın benim olsun" der. Ve böylece, büyük cami Gazi Hüsrev Beg'e kalıyor :)

Bu bölgede, cami dışında birkaç kilise var. Osmanlı öncesi ve Avusturya dönemine ait mimari izler taşıyor bu yapılar. Zamanında, burdaki demografik yapının en büyük unsurlarından biri de Bosna Yahudileridir. Onlara ait hala küçük bir sinagog var burda. 1492 Granada'nın düşmesi sonrası yaşanan büyük Yahudi sürgünü sonucunda, Osmanlı'ya sığınanların bir kısmı Balkan'lara yerleştirilmiştir(Sefarad Yahudileri). Sonrasında şehrin öenmli bir kesimi haline gelmişler. Lakin 2. Dünya savaşında, burdaki Yahudiler de etkilenmiş ve şu an tahmini 100 kişiye yakın kalmıştır.

19.JPG
Tam bu nokta, temsili olarak Doğu ve Batı mimarisinin ayrıldığı noktadır. Tam bu noktada, bir tarafta geleneksel Doğu(Osmanlı) mimarisi(şehrin eski kısmı), diğer tarafta da geleneksel Batı(Avrupa - Avusturya-Macaristan dönemi) mimarisi(şehrin yakın zamanda inşa edilmiş kısmı) görebiliyorsunuz.

15.JPG

İkinci dünya savaşı sırasında, mücadele edenlerin hatırasına, sönmeyen bir ateş yapmışlar.

1992-1995 döneminde, şehir kuşatma altında olduğu dönemde hayatını kaybeden çocuklara ait bir anıt/havuz yapılıyor. Burdaki ayak izleri, hayatını kaybeden çocukların akrabalarına(kardeş ve kuzenleri) aittir. Levhalarda, o düreçte hayatını kaybetmiş çocukların isimleri var.

14.JPG

13.JPG

Şehirde, hala General Tito dönemi Yugoslavya'sından kalma tramvaylar var. Ayrıca, şehirde çeşitli otobüs hatları da var. Burdan otobüsle yakın ülkelere(Hırvatistan, Karadağ vb) otobüs ile gidebiliyorsunuz.

7.jpg

Şehirde, kredi kartı kullanım oranı maaelsef çok düşük. O yüzden bol nakit ile gidiniz

Şehir, coğrafi yapısından ötürü çoğu zaman sislidir.

Şehirde, ziyarete edilebilecek çeşitli müzeler var. Al Jazeera televizyonun kanalının olduğu kule, şehri panoramik görebileceğiniz yerlerden biridir.

Saray-Bosna'ya güzel hatıralarla elveda deyip, Mostar'a doğru yola koyuluyorum.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center