Merhaba Sevgili Hive Ailesi,
Hiç endişeleriniz oldu mu? Yaptığınız planları ertelemek zorunda kaldınız mı? Bazen işlerimiz yolunda gitmiyor olabilir. Ama bu her şeyin sonu da değil biraz sabretmek gerekiyor galiba. Bur da sizlerle Antalya da nasıl memur olduğumla ilgili kısa bir öykümü paylaşmak istiyorum. Hadi başlayalım bakalım...
Sene 2016 yılı Antalya'ya üniversiteden tanıdığım arkadaşlarım sayesinde geldim. Isparta da okurken ben evde yalnız kalırdım. Gerçi evim hiç boş kalmazdı. Ders Çalışmak için, oyun oynamak için, plan yapmak için benim evim öğrenci toplantı salonuna dönüşmüştü:)) Bütün kararların çıkış noktası haline gelmişti odam:))
Üniversiteyi bitirdim. Askerliğimi yaptım. Antalya'ya 2016 yılında ayak bastığımda yanımda sadece koca bir bavulum vardı. Çok sevdiğim arkadaşlarımın yanında üç kişi kalıyorduk. Onlar işe gider ben iş başvuruları yapardım. On beş gün sonra özel bir sektörden teklif geldi. Ön muhasebe elemanı olarak iş hayatına atıldım.
Haftanın beş günü yoğun bir şekilde çalışıyordum. Bazı günler fazla mesaiye bile kalıyordum. Her ne kadar yoğun da çalışsam bu benim hayatla olan barışıklığımı bozmaya yetmiyordu. Hafta sonları dinlenmenin yanında sporumu da aksatmamaya çalışıyordum. Her pazar yaklaşık bir saat sahil boyunca koşuyordum. Spordan sonra Antalya'yı yeni yeni keşfetmek beni heyecanlandırıyordu.
Bu işte çalışmaya devam ettiğim sıralarda Önceki başvurularımdan olan bir şirketten telefon geldi. Bu bir sigara şirketiydi. Beni planlama uzmanı olarak almak istiyorlardı. Sigara dağıtımına çıkan arkadaşların gelen faturalarını sisteme işleyecektim. Ayrıca Onların haftalık rutin hangi marketlere gideceğinin planlarını yapacaktım. İşi sevmiştim ve kabul ettim. Böylece ikinci işime başlamış oldum. Çok garip işte çalışırken bir tane bile resim çektirmemişim o yüzden paylaşamıyorum. Zaten telefonu da zorunlu olmadıkça kullanamıyorduk. O yüzden Antalya'nın gezdiğim yerlerini ve manzarasını sizlere göstermek istiyorum.
Bu işimi çok sevmiştim. İşime her gün severek gidiyordum. Çalışanlar ve yöneticiler birbirlerine karşı son derece saygılı davranıyorlardı. Şirket çalışanına değer veriyor ve bizleri koruyordu. Çalışanlar için yılda bir kez moral gecesi hazırlanır. Bir otelde dinlenme fırsatı verilirdi. Her şey güzel giderken ani kararla şirket satıldı ve franchise yani bayilik haline getirildi.
Bizlere Yüklü bir tazminat vererek iş akdimizi fesh ettiler. Dediğim gibi her karanlık yolun bir aydınlık çıkış yolu olanlara inananlardan oldum. Her inişin bir çıkışı olduğu gibi. Her zaman sabırlı olmayı, umutsuzluğa kapılmamayı, kendime kabullendirdim. Gittim kendimi dershaneye yazdırdım. Kpss sınavı için çok geç sayılmazdı. Şansımı denemek istedim . Ama bu sefer daha kararlı daha azimli ve daha bir hırsla. Dershane çıkışlarında elimde mutlaka bir deneme kitabı olurdu. Manzarayı seyrederken bile soru çözüyordum.
Ders çalışmak için illa ki masa başında oturmak gerekmiyordu. Bulunduğum her yerde gündemi takip ediyor. Rahat oturabileceğim her yerde soru çözüyordum. Bütün yayınevlerinin deneme sınavlarını çözmüştüm. Bir yandan da yemşeşil sessiz sakin bir ortamda eksiklerimi gideriyordum.
Sonunda KPSS sınavından istediğim puanı alarak , tercih yaptım. İlk tercihim Antalya Milli Eğitim Bakanlığı olmuştu. Şükürler olsun ki ilk tercihim geldi ve ben devlet kurumuna yerleşmiştim. O gün o ekranda ATANDINIZ.. yazısını görünce gözlerimden yaş akmıştı. Amacıma ulaşmıştım.
İşte benim kısa hikayemde böyle gelişti. Okurken umarım sıkılmadınız. Amaçlarınızdan ve hedeflerinizden asla vazgeçmeyin tututun onlara. Sabredin. Korkmayın hayattan. Endişelerinizi bir kenara atın. Cesaretli olun. İstedikten sonra her şeyi başarabileceğinizden emin olun. Kendinize çok iyi bakın . Kalın Sağlıcakla dostlar.