Herkese Selam;
Ben Tolga, bu yazı sizinle tanışma yazım 34 yaşında klinik mikrobiyoloji uzmanıyım, rumuz Venom şu büyük güç büyük sorumluluk gerektirir mevzusu işte bildiğiniz küçükken çok duvarda gezdim. Baktım burada da aynı durum büyük steem power büyük.....vs. Heh tamam işte tam oldu.
Şimdi tanışma yazımı yazarken gözüm bir habere ilişiyor diyorum bırak şimdi yazına odaklan. Şunu sever şunu sevmem yaz sevimli ol.
Olmuyor tabi ki ve bakıyorum New York'ta ticaret merkezi felan açmışız iyi güzel, bir de tanıtım olacak haliyle ve olay burda başlıyor yapıştırmışız deve resmimizi, zekice de bir pazarlama ''Ata her yerde binebilirsiniz ama deveye binmek için Türkiye'ye gelin.''
Zaten kanayan yara bu deve meselesi. Acaba gerçekten deveye biniyoruz da biz mi farkında değiliz. Tamam insanlar kendilerine yabancı olan şeyi tuhaf ve ya barbarca olarak nitelendirir her zaman bakınız boğa güreşleri o yüzden kültürüne sahip çık utanma falan ama bizim kültürümüzde deve yok arap değiliz, biz daha çöl olmadık.
Kaldı ki kim başka bir ülkeyi ziyaret amaçları arasında deveye binmeyi sayar ki.
-Hayatım bu sene nereye tatile gidelim.
-Deve kuşuna binmek istiyorum ben Afrika'ya gidelim.
Len sen tarihini doğanı göster elemanı çek ülkene sonra deveye bindir tamam laf etmeyeceğiz.
Deve bir amaç değil araçtır yani.
Bir kaç ay önce Paris'e gittim. Evet Eiffel, Champ Elysees (yazması okumasından zor) aklımıza buralar geliyor hemen. Eyfelin dibinde bir çalılığın ne kadar çok fare barındırabileceğine şahit oldum ya da metro istasyonu duvarları ne kadar kirletilebilir ama bunları öğrenmek için orada bulunmanız gerekir yoksa tek göreceğiniz aşıklar köprüsünde öpüşen çiftler olacaktır. Ya da,
Bu klasik perspektif fotoları tabi ki. Şükür bana da nasip oldu. Seni seviyorum klişe.
Steemit ile tanışma yazım meğer böyle olacakmış.
Neyse lafı fazla uzatmayayım kimseyi de sıkmayım, Eyvah benim deveyi çekiyorlar :)))) byeeeee
Resim: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/gibi-gibi-40590324