Sevgili Günlük #19 | yola çıkmak

Kaynak

Yolunu şaşıran göçmen kuşlar gibiyiz. Hem bir sürünün peşinden gitmek için kanat çırpıyor hem de bocalayıp dönüp duruyoruz kendi etrafımızda amaçsızca. Ne gideceğimiz yere yaklaşabiliyor ne de çemberin dışına çıkabiliyoruz.

Büyük ve hızlı adımlarla arşınlıyoruz bilmediğimiz yolları, nefessiz kala kala. Yetişmeye çalışıyoruz ama 'nereye?' diye soranlara söyleyecek sözümüz olmadan. Bazen durmak gerekir. Belki bu sayede her yerde her şey olmak isterken; aslında hiçbir yerde tam değil de parça bölük olduğumuzun farkına varırız.

Sanki uçsuz bucaksız bir ormanın içinde kaybolmuş gibiyiz. Birbirinin aynısı gibi görünen ağaçlar arasında daire çize çize ilerleyip, yürüdüğümüz yerlerden defalarca geçiyoruz da çıkamıyoruz içinden bir türlü.

Önüne çıkanları savura savura akan dünya selinin içinden bizi çıkaracak ne bir el aradık ne de sığınabileceğimiz bir liman. Hırs batağına düşüp hayallerimizi, ümidi ve umutlarımızı gömdük. Aydınlıklara nefretle bakıp karanlıkların safına geçtik. Işık saçan insanları düşman bildik ve iyilik yapma azimlerini söndürmek istedik. Kalbimiz kararıp ruhumuz daraldıkça hiçbir yere sığamaz olduk. Evlerimizi genişletiyor, eşyaları yenileyip renklendiriyoruz; ama yine de açlığımızı dindirmeye, susuzluğumuzu gidermeye çare olmuyor.

yürüdükçe yoruyoruz seni yol
insanlık öldükçe nüfus artıyor *

Bir çocuğun gülümsemesi değmiyor gözümüze, bir dost elini tutmuyor, bir şiir naifliğinde, bir şarkının notasında dalıp gitmiyoruz uzaklara. Hep bekliyoruz ama aynada gördüğümüz kişinin de bir beklenen olabileceğini hatıra getirip değişmiyoruz. Görmek istenen rüyanın heyecanından gece boyu uykusuz kalanlar gibiyiz.

bir kere ben
çok uzun bir tren yolculuğunda
evimdeki yatağımı düşünüp
uyuyamamıştım
bu gece neden uyuyamıyorum
evimdeki yatağımda **

Bir de şöyle bir gerçek var ki yola çıkıldıktan sonra, gideceği yeri veya dönüş zamanını düşünmeye başlayan biri hedefine asla varamıyor..

Bazen de uzun bir yola çıkmak, o yolu adım adım hissederek yürümek; yolun sonuna varmaktan daha anlamlıdır. Hele ki bu yolculuk içe doğruysa. Kendini her gün bir kez daha keşfetmek, yeni ben'lerle karşılaşmanın verdiği şaşkınlığı bir müddet sonra üzerinden atarak, kendini karşına alıp onunla konuşmak.. Bu muhtemelen sağlıklı ruhların anlam veremeyeceği bir durumdur. Zaten bu çok da önemli degildir.

sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle
kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim
söyle benim ömrüm bu kente uğradı mı
sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı ***


'bana beni geri ver yeter
diye uyandım bu sabah
bende bana yer kalmadı'

11.12.18


*ibrahim tenekeci | ** melih cevdet anday |
*** haydar ergülen

# Sevgili Günlük 18 | dostluk dediğin

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center