Bir tutam nostalji #2 | Bayram Şekerlemeleri

Kaynak

Bayramda fark ettiğim bir konu vardı ki o da ikram edilen şekerlemelerin çeşitliliği... Her evin bayram şekeri veya çikolatası farklı oluyor, ruh hâllerine göre seçimler yaptıklarını düşünüyorum artık. :)

Kimi cıvıl cıvıl, şen şakrak oluyor ve rengârenk Kent Elegan'larla dolu kâseyi uzatıyor size. İçinde çikolatalısı varsa ilk tercihim oluyor, yoksa da diğerlerinin bir farkı yok benim için. :)

Kaynak

Ben küçükken ailem paket paket alırdı da benden saklardı ve arar arar bulamazdım, çünkü şeker komasına girecek gibi olmuşum bir gün. :) Nice sonra fark ettim ki ganimetleri, mutfaktaki çiçekli tencerenin içine saklıyorlarmış. 🙆‍♀️

Kaynak

Tabi boyum yetişmediği için sandalyenin üzerine basıp, tezgaha çıkmıştım da tam dolaptaki şekerlere elimi uzattığım anda anneme yakalanmıştım. O an korkudan az kalsın yere düşüyordum ah be anne... 🙈

Kaynak

Sonraları herkesin evinde görmeye başladığımız Ender Piramit'ler vardı, ağzımıza sığmazdı, biraz da sertti sanırım ama tadı güzeldi. Kırmızı, mavi ve sonraları değişik boyutlarda olanları çıksa da en iyisi siyah olanıydı. :) Ama yıllar sonra tekrar görüp yediğimde o eski lezzeti bulamadım.

Zaten neyi sevsem ya tadı kaçıyor ya da üretimden kaldırılıyor. Aynı şekilde hangi parfümü beğensem devamını bulamıyorum. En berbat parfümleri yıllardır raflarda görmekten bıktım, kim sıkıyor onları diye düşünmüyor da değilim hani. Bense miss kokulumun boş şişeleriyle bakışmaktan öteye geçemiyorum. :(

Kaynak

Efsane Lord Balin çikolatasını hatırlamayan var mı acaba? :) Eğer varsa çok şey kaçırmış olabilir. :)
Annemin de en sevdiği çikolata olup, her bayram mutlaka ikinci çeşit olarak alınırdı. Ama sonra; belki de rakipleri tarafından likörlü olduğuna dair söylentiler çıktığından eve alınmaz, misafirlikte ikram edilince yenmez olmuştu. İtiraf ediyorum ki ben yiyordum. 🙆‍♀️

Özellikle lila paketlisi hoşuma gidiyordu, belki de her rengi aynıydı ama benim bu mor sevdam yüzünden hep onu seçiyordum. :) Yine beni şaşırtmadı ki tadı değişmiş herkes gibi olmuştu, yıllar sonra denk geldiğimde... Ama yine de küçükken yediğim tadıyla saklı hafızamda.

Kaynak

Başlı başına nikah şekeri olmaktan başka bir şey ifade etmeyen ama şeker ve çikolataya yancılık yapan Badem Şekerleri'miz vardı. Aralarına karıştırırlardı ama sıcaklara denk geldiğinde, dışı çikolatalı olanının eriyerek diğerlerine bulaşmasıyla ortaya vıcık vıcık bir görüntü çıkardı.

Tercih edilen sunum şekli, çift katlı fiyakalı tabakların kenarlarına serpiştirmekti. Şimdiki yeni gelin evlerindeki gibi olmasa da gideri vardı yani. :) Tutku bisküvisini pembe minnoş sandalyelere oturtanların anneleriydi muhtemelen onlar. :))

Kaynak

Bir de zenginlik göstergesi olan Ece vardı. Çikolata kâsesini uzatırken bile,

pis fakirler siz bundan hiç yediniz mi bakiim

diye sırıtarak bir bakış atarlardı sanki. :))
En kötüsü de çok yumuşak olduklarından o an yemeyip çantaya veya cebe atınca, garip yamuk yumuk bir şekle bürünerek çikolatayı her yere bulaştırmasıydı. Bir türlü yâr olmazdı yani. :)

Önce dışındaki çikolatayı yiyip, fındığı sona saklamayanlar bizden değildir. :) Saçma çocukluk yarışlarımızdan biriydi, böyle garip huylarımız vardı ama onlardan pek bahsetmeyeyim. 🙆‍♀️

Kaynak

Kent Miss Bonbon Şekeri vardı rengârenk yine. En çok yeşil elmalısını severdim, genelde paketlerde çok az olurdu ve gördükçe toplayıp çantama atardım. :) Gittiğim yerlerde de ikram edilince hep onu seçerdim. Yemesi biraz vakit alırdı ama kırınca da keskin cam gibi olurdu, böyle ikilemdi benim için.

Kaynak

Büyüyünce, sütlü ve kahveli olanlar favorim olmuştu. Özellikle sabahlara dek vize ve finallere çalışırken en iyi arkadaşımdı. Kupa kupa içtiğim tatsız kahveler yetmezmiş gibi, zulamdaki kahveli şekerleri de aynı anda yerdim ki uykum gelmesin. Şimdi baktım da bayramda ikram edilip de yemeyip çantaya attığım şekerlerin hepsi bundan. 🙆‍♀️

Bir ara farklı şeylere yönelmişti aileler. Hobby, Tadelle ve Metro'nun mini boyları çıkınca biz de dahil hemen hemen herkesin evinde ikram edilmeye başlanmıştı. Metro âşığı biri olarak en sevdiğim bayramdı diyebilirim. Ne çabuk bitmiş bunlar diyen annemin sesini duyar gibiyim. :)

Kaynak

Valla şimdi Metro dedim de özlemişim, en son ne zaman yediğimi bile hatırlamıyorum, ilk gördüğümde alayım da biraz nostalji yapayım. 🙆‍♀️
Sonraları Hobby'nin de çakması çıktı ve sadece mevlitlerde dağıtılan bir çikolata hâline geldi veya cami çıkışlarında ele tutuşturulur oldu.

Bazı insanlar da vardır ki, yıllar geçse de birinde karar kıldıktan sonra, 150 çeşit şekerlemenin içine de düşse, istikrarını hiç bozmadan şurdan 1 kg tartsana diyorlar galiba. :)

Kaynak

İşte Kent Sesame'nin de böyle bir büyüsü vardı. Kendimi bildim bileli dedemgilin evinde kesintisiz bu şeker olurdu. Hatta arka bahçedeki ağaçta mı yetişiyor diye düşünürdüm küçükken. :) Öyle tatsız, semsert, sanki sunta bala batırılıp da susama bulanmış gibiydi. Evet tam olarak böyleydi tadı. :) Ondan sonra bu bayrak yarışını dayım devraldı. Ben böyle bir saplantı görmedim çok acayip yani. Hâlâ şu yaşımda dahi o şekerden var evlerinde...

Kaynak

Kötü tattan bahsetmişken Ülker Gökkuşağı'nı anmasak olmazdı. :) İstisnasız herkes birbirini ziyarete eli boş gitmemek için bundan götürürdü. Hatta o hâle gelmişti ki paket açılmadan bir başkasına verilirdi. Acaba bir yerlerde bedavadan mı dağıtılıyordu çok merak ediyorum. :) Bizim evde en az üç paket olurdu bayram ganimeti olarak. Bazen canım aşırı çikolata istediğinde açardım ve turuncu olanından yerdim, ehven-i şer denilendendi ama yeşilli olanı naneliydi ve berbat ötesiydi. Ağzımın tadı kaçtı Ali Rıza Bey şimdi ne olacak? 🤦‍♀️

Kaynak

Bunu bildiğimden en sevdiğimi sona saklamıştım, iyi gelir belki şimdi. :) Madlen Çikolata 🙆‍♀️ Her evde olurdu belki ama öyle her misafire çıkarılmazdı. Ev halkının abanmaması için evin annesi tarafından ayrı bir yerde saklanır, özel misafire açılırdı. E haklı tabi. :) Bitter olanları çok severdim ve bir bölmeden çok yediğimde, diğerlerinden takviye yapardım ki gedik olduğu belli olmasın. :))

Kaynak

Tek handikapı misafirlikte ikram edilen şeker-çikolatayı o an yemeyi sevmeyen ben gibilere zorluk çıkarmasıydı.

Ben en çok kutularını severdim galiba. :) Üzeri kumaşlı, işlemeli, şekilli şüküllü olanları attırmazdım. Şu an neredeyse benle yaşıt, tamam abarttım yarı yaşım diyelim, üç kutum var o şekilde. :) İçinde fotoğrafları saklıyorum çok nostaljik. 🙆‍♀️


İşte yaşadığım 5-6 ildeki çocukluğuma dair unutamadığım şekerlemelerden bazıları bunlardı. Zaten destan gibi olmuş yazarken fark ettim, okumak istemeyenler artık resimlerine bakıp eskiyi yâd edersiniz. :))

Kaynak

Okuyan arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum... 🙏❤
Peki sizin en sevdikleriniz nelerdi?


# Bir radyo tiyatrosu hatırası

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center