Yapımı bin yedi yüz on bir yılında Bartolomeo Cristofori’nin Floransa şehrinde yapıldığı bilinir. Piyanonun adı italyancada “piano e forte”nin kısaltılmasından gelir. İtalyancada bu “Hafif ve güçlü” anlamına gelir.
İnsanın ruhunu dinlendiren, uyumak veya sakinleşmek için dinlediğimiz, bazen de öfkemizi bile boşaltabileceğimiz eşsiz bir sese sahiptir piyano. Dünyanın gelmiş geçmiş en yetenekli müzisyenlerin elinden geçmiş bir enstrumandır. Müzik, insan hayatının her yerinde vardır. Yolda giderken arabada, kulaklığımızda, televizyonlarımızda, oturduğumuz kafelerde hep müziklerle karşılaşırız. Efkarımızı onunla paylaşırız, eğlencemizi de onunla yaşarız. Canlısı bizi büyüler. Tabi ki evrensel olarak değerlendirilen bu kavram her insanın kulağında, dilinde olmasına şaşırmamalı.
Çok tuşlu olmasıyla dikkat çeken bir enstruman olan piyano için, ilk kez bin yedi yüz yetmiş yılında bests yazılmıştır. Muzio Clementi aynı zsmanda bununla kalmamış, başka müzik ruhlu insanlara da ders verme çalışmalarında bulunmuştur.
Piyano, öyle bir enstrumandır ki solo olarak konser verebilir. Yedi buçuk oktava kadar çıkan sesiyle herkeste bir hayranlık uyandırıp, dünya müziğinin gelişmesinde ve yayılmasında aslan payını üstlenmiştir.
İlk piyanolar şekil bakımından kuyrukluydu. Sonrasında bir org ustası olan Frederici, piyanoya yeni ve çağdaş bir görünüş katma hayaliyle dört köşe piyanoyu üretmiştir. Dünyada oldukça yaygın olan ve en ufak şeylerde bile sesi kullanılan bu enstruman ciddiliğiyle ön plana çıkıp insanların gönlünde taht kurmayı başarmıştır.