ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SIRRI

Teoride insan ömrü kısıtlıdır. Ortalama ise gittikçe geriye doğru çekilir. Fakat insanoğlu için biliriz ki imkansız denen bir şey yoktur. Evet! Ölümsüz olmak da bir nevi mümkündür. Zor ama imkansız değildir. Bu dünyada bir sürü ölümsüz insan tanırım. Tabi ki tek tek isim vermek yerine onları anlatınca zaten bütün isimler aklınıza gelecektir.

Ünlü bir filozof der ki “Bir insanın bu dünyada gerçekten ölmüş olduğu an, son kez adının anıldığı andır.” Mesela yaptıkları icatlara kendi adlarını veren bilim insanları, haklarına önderlik etmiş devlet liderleri, yüz yıllardır okunan ve okunmaya devam eden yazarlar, şairler… bunların hangisi için öldü demek yakışır şimdi? Evet aslında öldükleri çok doğru. Fakat olaya farklı bir pencere açtığımızda hepsinin yapmış olduğu icatları kullanmamız, yazmış olduklarını okumamız onları bir şekilde bu dünyada ölümsüz kılmaz mı? Bu dünyada ne kadar çok yer edersek o kadar kalıcı oluruz. Bazılarımızda çok sevdiğimiz, saydığımız insanları kaybetme durumunda da onları hep anmamız, fotoğraflarının masamızda veya cüzdanımızda olması vb. durumlar bile bir yaşatma çabasıdır. Çok sevdiğimiz insanlarda geçerli olduğu için bu durumda ne kadar çok kalpte yer bulursak, o kadar kalıcı oluruz demek istiyorum.

Bu dünyada aslında ölümsüz olmak için filmlerde gördüğümüz ölümsüzlük iksiri falan gerekmiyor. Derinlerde yaşamak gerekiyor. Ne demiş ünlü şair Muhsin Ünlü:

-“Çocuğuna bir şarkı, bir şiir bırak. Aşağıki mahallede gördüm arabalar eskiyor…

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center