🎜💽 Joe Satriani - Full Diskografi #1 💽🎝

Hayatın boyunca sadece bir müzisyen veya grup seç ve sadece onu dinle deseler hiç düşünmeden seçeceğim müzisyendir Joe Satriani. Kaleme alacağım bu yazı dizisi, en sevdiğim gitarist olan Joe Satriani'nin kendisine ve solo kariyerine bir saygı duruşu niteliğinde olacak. Toplamda 16 stüdyo albümü olduğunu düşünürsek, 5 yazıda tüm albümlerini yazabilirim diye düşünüyorum. Dilerseniz başlayalım...

(1986) Not Of This Earth

Mali sebeplerden ötürü Joe Satriani tarafından 5000 dolar limitli bir kredi kartı ve banka çek hesabı açtırılarak 1985 yılında kaydedilen albüm, aslında Relativity Records'a Steve Vai tarafından sunuluyor ve bir efsanenin doğuşu böyle başlıyor diyebiliriz. Yoğun bir klavye kullanımının olduğu ve 80'lerin hissedildiği albümde, Satriani gitar dünyasına yeteneklerini yavaştan sunup, ileride olabileceklerin işaretlerini veriyor adeta. Tüm diskografi içerisinde biraz zayıf kalsa da yine de o zamanlar için sunulan fikirler ve işlenen gitar teknikleri bakımından albümün yenilikçi olduğunu eklemeliyim.

Albümün isminin Not Of This Earth olmasının sebebi, Joe'nun 1957 yılında vizyona girmiş aynı isimli korku-bilim kurgu filmini albüm ismi yaparak, yıllar önce beraber izlediği arkadaşlarına gönderme yapmak istemesiymiş. Bahsedilen film şudur:

http://www.imdb.com/title/tt0050778/

Albüm isminin yanı sıra kapağıyla ilgili de bir trivia var. 1986'da çıkan baskının kapak resminin kaybolmasından ötürü şu anki albüm kapağı konuluyor, oysa ki orijinalinde bir dünya resmi vardır.


Albüme geçersek eğer, Sadri Abi'nin bu ilk stüdyo albümü, giriş şarkısı Not Of This Earth'le açılıyor. Satriani ile popüler olan müzik teorisi pitch axis teorisi'ne örnek olarak gösterilen şarkıda tek bir ana bas notası(E=Mi notası) ve şarkı boyunca tekrar eden 4 akor var(E Lydian, E Aeolian, E Lydian ve E Mixolydian). Bütün melodiler ve doğaçlamalar bu modülasyonu takip ediyor. Gerçekten dikkatle dinlendiğinde ortada tek bir bas notası var, yani bas melodisinden bahsedemiyoruz. Şarkıda legato(veya hammer on diyelim) tekniği bolca kullanılıyor.

Albümün öne çıkan parçaları hangileri diye sorsanız, Rubina ve Memories derdim. Satriani'nin eşi Rubina'ya yazdığı, duygusal bir şarkı olan ve harmoniklerin havada uçuştuğu Rubina şarkısını dikkatle dinlerseniz, solonun başında(2:02) gitarından “honeeeey”(balım, aşkım) sesini çıkardığını görebilirsiniz(yoksa ben mi fazla hayalperestim?). Bu şarkının (2001) Live in San Francisco versiyonu ise muhteşemdir, izlemenizi/dinlemenizi tavsiye ederim. Keza benzer şekilde Memories'in de (1988) Montreux Jazz Festivali’ndeki versiyonu kesinlikle albümdekinden daha dinamik ve tutkulu bir şekilde çalınmıştır. İlgili konserde bateride Jonathan Mover'ı görebilirsiniz. Kendisi daha progresif işler yapmak istediği için sonradan gruptan ayrılmıştır.


(Brother John, Satriani'nin fingerstyle tekniğiyle çaldığı, az bilinen şarkılarından biridir)

Bu albümün kendi adıma en özel şarkısının New Day olduğunu söylemeliyim. Daha önce aynı cümleleri başka bir sitede yazdığım için alıntılamak durumundayım:

"Dinlediğiniz zaman hiç de özel bir parça olmadığını görürsünüz ama bence çok ama çok önemli bir şarkı New Day. Niye mi? Anlatayım. Şarkı, clean tonda çalınan çift sesler ve akorlarla devam ettikten sonra, ortalara doğru Joe, bizlerin her sabah veya öğlen uykudan kalkarken ağzımızla yaptığımız esneme sesini gitarından çıkarır(1:15). Evet, hani iki kolumuzu yana açıp da esneriz ya, onun gibi. Daha sonra Satriani sadece 2 arpejle, yeni bir günün başlangıcının müjdesini ve mutluluğunu verir bizlere. Sonra bu arpej üzerine nefis bir melodi girer. Ama bence şarkının hala en önemli yerine gelmemişizdir henüz. Şarkının sonunda Satch, aslında 35 notaya basabilecekken, sadece birer notayla istediğini anlatacak olgunluğu gösterir. Evet olgunluktan bahsediyorum. Hem de ilk albümü olmasına rağmen. Diğer gitaristlerin ilk albümlerinde genelde nasıl shred kastıklarını hepimiz görürüz. Ama Joe birer notayla, birer bend'le müthiş bir hissiyat yaratmıştır şarkıda."

Driving At Night'dan da bahsetmeden olmaz. Gece araba kullanmanın nasıl bir duygu olduğunu Satriani bu şarkısıyla çok iyi aktarmış. Zamanında ekşi sözlükte ostralapitekus'un yazdığı entriden alıntılıyorum:

".. Şarkının ilk saniyesinden itibaren gerçekten de gecenin bir körü arabanın içinde etrafa bakınırken buluyorum kendimi, kimi zaman yol kenarındaki dükkanların ışıkları, kimi zaman da kırsalda karşıma ne çıkacağını bilememenin endişesi, ürperti.. Satriani'nin kendini en iyi ifade eden şarkılarından biri bu, kesinlikle öyle.."

Son olarak da kaportaci mahmut'un albümle ilgili yazdığı entriyi de buraya bırakayım.

https://eksisozluk.com/entry/4917083

Çıkış yılıAlbüm süresiAlbüm puanı
198638:237
  1. Not Of This Earth
  2. The Snake
  3. Rubina
  4. Memories
  5. Brother John
  6. The Enigmatic
  7. Driving At Night
  8. Hordes Of Locusts
  9. New Day
  10. The Headless Horseman


(1987) Surfing With The Alien

İşte instrumental rock tarihinin en muhteşem albümlerinden biri; Satriani'nin kısa sürede önce altın(500.000 satış), sonra da platinum(1 milyon satış) plak kazandığı ve tabiri caizse patladığı albüm olmuştur. 14 yaşında gitara başlamış birinin, 15 yaşında gitar dersi vermesiyle başlayan(ilk öğrencileri arasında Steve Vai da var) ve yıllar geçen bu süreçte, müzikal birikiminin meyvelerini verdiği gerçek bir klasiktir Surfing With The Alien. Kitlelere enstrümantal gitar müziğinin de dinlenebileceğini gösteren bu albümün kapağında Marvel Comics'in süperkahramanı Silver Surfer(Gümüş Kayakçı) bulunmaktadır.

Bu albümden konserlerde çalınan pek çok hit şarkı çıkmıştır. Satch Boogie, Always With Me, Always With You, Surfing With The Alien, Ice 9 ve Circles konserlerde en çok çalınan şarkılardır. Crushing Day şarkısını Satriani lanetli olduğunu düşündüğü için konserlerde çalmamaktadır(bir kaç istisna konser hariç). Ne zaman bu şarkıyı çalsalar bir şeyler ters gitmeye başlamıştır. Ayrıca kendisinin söylediğine göre ritim gitaristler parçanın ritimlerini çalarken sıkılıyorlarmış. Bu şarkıyla ilgili dikkat çekici bir diğer anekdot ise şarkının solosunun Satriani tarafından planlı bir şekilde birbirine eklenerek oluşturulduğu imiş. Zira normalde Joe, albümlerinde stüdyoya girer ve doğaçlama sololar atarak aralarından hangisi şarkının temasına en çok uyuyor veya hangisini en çok sevdiyse onu albümde kullanırmış. Gerçekten de Crushing Day'in solosu epey zor bu arada, sweep picking'ler havada uçuşuyor, öyle ki Satriani bile oturarak çalmayı tercih ediyor izlediğim videolarında.

Satch Boogie şarkısına geçelim. Satch Boogie oldukça eğlenceli, kompleks ve hızlı bir parçadır. İçerisinde pek çok gitar tekniği barındırmaktadır, çalması zordur. (bkz: Satch Boogie çalmaya çalışırken gitar kırmak) Şarkının hikayesiyse şu şekilde: https://eksisozluk.com/entry/28858

Diğer şarkılardan devam edelim. Mesela Always With Me, Always With You. Bu şarkıda da Satriani'ye ilk kez 1972 yılında lise müzik öğretmeni Bill Wescott tarafından gösterilen pitch axis teorisi'nden bir örnek görebiliriz. Şarkı B Major'ken 1:04'te B Minor'e geçiyor(arpej çalan ritim gitar değişiyor 1:04'te, bu arada B=Si notası). Satriani estetiğini ve imzasını sonuna kadar hissedebileceğiniz bu şarkının konser versiyonlarında, Sadri Abi'nin parçanın sonuna yazdığı bir riff vardır ki besteyi çok çok muhteşem noktalara götürür gerçekten. Kendinize bir iyilik yapın ve bu şarkının Satriani: Live! 2006 performansındaki 3:20'de başlayan yeri izleyin, tam bir duygu seli var çünkü. Satriani akmış gitmiş, doğaçlamanın dibine vurmuş. İzleyip de etkilenmemek mümkün değil.


(Unutulmaz bir klasik: Always With Me, Always With You)

Şimdi de Midnight'a geçelim. Midnight, belki de kendisinin two hand tapping tekniğiyle çaldığı parçaların en bilineni ve popüler olanı. Çalması göründüğü kadar zor olmasa da(Satch'in çalabildiğim parçalarından biridir bu arada) muazzam bir beste olduğu su götürmez bir gerçek. Hele hele o yıllarda tapping demek Eddie Van Halen demek olduğunu düşünecek olursak, Satch gerçekten güzel bir bakış açısı getirmiş tapping olayına.

Ice 9 şarkısının hikayesiyle devam edelim. Bestenin adı Kurt Vonnegut'un 1963 tarihli romanı Cat's Cradle'daki ice 9 maddesinden geliyor. Burada maddenin ne olduğunu ekşi sözlük yazarı inferno kısaca anlatmış: https://eksisozluk.com/entry/9113482

Albümle ilgili genel bir değerlendirme yapacak olursak, Surfing With the Alien gerçekten de tümü iyi şarkılardan oluşan efsane bir albüm. İlginçtir ki her ne kadar albümdeki beste ve düzenlemeler harika da olsa, prodüksiyon açısından çok üst seviye bir albüm değil doğrusunu söylemek gerekirse. Ama işte o ruh dediğimiz şey ve müzikal kalite kendisini öylesine belli ediyor ki işin kayıt ve prodüksiyon kısmı geri planda kalıyor. Satriani de daha sonraları bu konudaki bazı eleştirilere, demo kayıtlardaki duygunun tekrarlanamamasını, bu nedenden dolayı da şarkıların içine sinmemiş bir haliyle kaydedilmiş olanları yayınlamaktansa, demo versiyonlarını değerlendirdiklerinden bahsetmiştir. Bu arada albümdeki bas ve klavyeleri de kendisi üstlenmiştir.

Albümle ilgili son sözleri de Echo'yla yapalım. Cümlelemelerdeki yorum gücü, basit notalardaki vurgular, yavaş çalma hassasiyeti, kısaca Echo...

Çıkış yılıAlbüm süresiAlbüm puanı
198737:3010
  1. Surfing With The Alien
  2. Ice 9
  3. Crushing Day
  4. Always With Me, Always With You
  5. Satch Boogie
  6. Hill Of The Skull
  7. Circles
  8. Lords Of Karma
  9. Midnight
  10. Echo


(1989) Flying In A Blue Dream

Surfing With The Alien albümüyle büyük bir ticari başarı ve dünya çapında tanınırlık yakalayan, bu arada Mick Jagger'la da turneye çıkan Joe Satriani, 1989 yılında Flying In A Blue Dream albümünü çıkarır. Albüm 750.000'in üzerinde satış rakamını görür.

Bu albümün dikkat çeken ilk özelliği büyük ustanın tam 6 şarkıda vokalleri de üstleniyor olmasıdır. Hatta bu vokalli şarkılardan Big Bad Moon ve I Believe'e klip de çekilir. Bunun haricinde Satriani banjo ve mızıka enstrümanlarını da ilk kez bu albümde kullanmıştır. Albümden konserlerde en çok çalınan şarkılar ise Flying In A Blue Dream, The Mystical Potato Head Groove Thing, Big Bad Moon ve One Big Rush'tır.

Albümün açılış parçası Fliying In A Blue Dream'in ismi Satriani'nin rüyasından ileri gelmektedir. Gizemli bir havaya sahip lydian modda çalınan şarkının girişindeki konuşma seslerinin hikayesi de ilginçtir. Kayıt sırasında, radyoda konuşan bir çocuğun frekansı kayda karışır. Satriani ise ortaya çıkan bu durumun büyüsünü bozmak istemez ve ilgili sesler albüme geçmiş olur böylelikle.


(Joe Satriani ve öğrencisi Metallica'dan Kirk Hammett)

Vokalli şarkılardan Big Bad Moon, ZZ Top'un La Grange şarkısının ana rifine benzemektedir. Şarkının hikayesi ise şöyledir. Satriani 15 temmuz 1956 doğumlu olduğu için yengeç burcudur. Astrolojiye göre yengeç burcu olan insanlar gücünü Ay'dan alır. Ay'ın Dolunay halinde olduğu zaman ise en güçlü oldukları zamandır. Satriani de bu şarkıda, Dolunay'ın yengeç burcu üzerindeki kişilere etkisini anlatmıştır.

Devam edelim. Albümün 2. parçası The Mystical Potato Head Groove Thing oldukça eğlenceli, keyifli bir parçadır. Bu şarkıda Satch, tapping'miş gibi duyulan bazı yerleri aslında kapo tekniğini kullanarak çıkarır. Yani sağ eliyle klavyenin sap tarafından telleri susturup sol eliyle melodileri çıkarır. Genelde o tarz melodileri diğer gitaristler sweep picking'le çalmayI tercih eder. Gene Satriani'ye özgü bir yaklaşım diyebiliriz. Bu şarkının (2003) G3 Live In Denver'da çalınmış versiyonunu mutlaka dinleyin/izleyin derim.

The Forgotten'a geçmeden önce son olarak 7. sıradaki One Big Rush'tan da biraz bahsedebiliriz. Kimi zaman konserlerde de çalınan şarkı, gerçekten oldukça gaz bir parça. Konuyla ilgili ekşi sözlük yazarı mercurius'un yazdıkları şarkıyı çok iyi özetler nitelikte. https://eksisozluk.com/entry/715856 Ben albümde bu şarkıya benzer Back To Shalla-Bal'ı da beğeniyorum bu arada. Shalla-Bal, Marvel Comics evreninde Zenn-La gezegeninin imparatoriçesi ve aynı zamanda Silver Surfer'ın sevgilisidir.


(The Forgotten Part 2, Satriani'nin en duygu yüklü ve etkileyici şarkılarından biridir)

Ve tabii ki The Forgotten. Önce şarkının hikayesinden başlayalım. Satriani bir gün otel odasındayken tv'yi açar ve Afrika'daki açlığı, oradaki insanların halini görür ve bundan oldukça etkilenir. Evet The Forgotten, kelime anlamı gibi Afrika'da aç kalmış, "unutulmuş" insanlara yazılmış bir şarkıdır. Bu kadar içten ve etkileyici olmasının sebebi budur. Hatta aynı gün Joe, albümdeki umut verici I Believe şarkısını da bestelemiştir. şarkı sözlerine bu entridenbakabilirsiniz. The Forgotten'ın konserlerde çalınmamasının sebebiyse, şarkı öyle bir moda sokuyormuş ki dinleyicileri, anca bir kaç şarkı sonra kendilerine gelebiliyorlarmış Satriani'nin dediğine göre.

Evet, genel olarak Flying In A Blue Dream albümünde farklı ruh hallerini barındıran, samimi ve sıcak pek çok şarkı yer alıyor. Albüm süresi de ilk 2 albüme nazaran biraz uzun. İlk 2 albüm 37-38 dakika civarındayken bu albüm toplamda 18 şarkıyla 1 saat 4 dakika sürüyor. Bas gitarları yine Satriani'nin yazdığını hatırlatalım(5. ve 17. şarkıları Stu Hamm yazmış. Zaten 5. şarkı Strange'deki slap'leri duymamak mümkün mü?). Yazıyı bitirirken albümün kapanış şarkısı Into The Light'ı da çok sevdiğimi belirteyim.

Çıkış yılıAlbüm süresiAlbüm puanı
19891:04:329
  1. Flying In A Blue Dream
  2. The Mystical Potato Head Groove Thing
  3. Can't Slow Down
  4. Headless
  5. Strange
  6. I Believe
  7. One Big Rush
  8. Big Bad Moon
  9. The Feeling
  10. The Phone Call
  11. Day At The Beach(New Rays From An Ancient Sun)
  12. Back To Shalla-Bal
  13. Ride
  14. The Forgotten (Part One)
  15. The Forgotten (Part Two)
  16. The Bells Of Lal (Part One)
  17. The Bells Of Lal (Part Two)
  18. Into The Light


Görsel kaynak: 1234567

NOT: Yazıya seri boyunca koyacağım müzik linkleri stüdyo kayıtlarından olacaktır. Her albüm için sadece 1 şarkı ekleyeceğim. Daha sonra konser albümlerine yönelik ayrı bir yazı daha yayınlayıp, bu kez konser videolarından çeşitli linkler seçeceğim.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now