Paralel Evrenler ve Einstein

Parelel Evrenler



Görülebilir evrenin dışında başka evrenler varmıdır? Mistikler ve filozoflar böyle olduğunu öne sürüyorlar. Bilim adamları ise yakın zamanlara değin böylebirşeyin olanaksız bulunduğunu düşünüyorlardı. Fakat bugün fizikçilerin paralel evrenin olabileceği matematiksel olarak ortaya koyabiliyorlar.

Parlel evrenler kavramı, bu gün bilimsel terimlerle açıkca bir halde tartışabilinmektedir. Bilim adamları içinde bulunduğumuz evrenin varlığını bir ekip niçin-sonuç bağlantılarıyla açıklayabiliyorlar.
Aslen bu izahat, üç boyutlu uzayın tümüyle onun yapısını oluşturan fizik nesnelerinden ibaraet olduğu esasına dayanır.


3 koordinat Belirtilmelidir


İkinci nokta, parelel evrenlerin tartışmasının odak noktasını oluşturuyor. Herhangi bir nesnenin konumunu kavrayabilmek için öncelikle üç kordinatını belirlememiz gerekir. Bunun en somur örneği havacılıkda görülür. Bir udönemin pilotu, yerdeki hava trafik denetimüne havadaki konumunu bildirmek için 3 sayı vermek zorundadır. Bu öteki uçağın havada bulunmuş olduğu yerin enlemini boylamını ve yere olan uzaklığını belirtir.

Evren ile ilgili ölçümler de böyle yapılır. Gök bilimciler, sözgelimi bir gezegenini uzaklığını belirlemek için, yukarı-aşağı, sağ-sol, ön-arka şeklinde kavramlar kullanarak sonuca varırılar.

Peki, üç boyutun ötesi varmıdır? Matemetikciler diğer boyutların algı etmenin sanıldığı kadar zor olmadığını belirtiyorlar. Diğer boyutlar gerçekten de matematiksel olarak kavranabilir, fakat bu durum üç boyutlu insan beyni için de söz konusumudur? Tüm kavramlarımızla beraber üç boyutlu bir mekanda yaşamış olduğumız için bu pek mümkün değildir. Fakat şu örnekler, bunu anlamamıza bira yardımcı olabilir.


Nokta,Kağıt ve Masa Örnekleri

Uzaydaki tekbir noktayı ele alalım. Bu bu oktanın herhangi bir yönr doğru uzanan hacmi yoktur. Dolayısıyla bir matematikci için o nokta boyutsuzluktur. Düz bir çizgiyi ele alalım. O da yalnız bir yere doğru uzar. Genişliği ve yüksekliği yoktur, bir tek uzunluğu vardır, bu bakımdan o çizgi de bir matematikçi için tek boyutludur. Bir kağıt parçasını düşünün. Genişliği ve uzunluğu vardır mam derinliği yoktur. Dolayısıylada iki boyutludur. Bir masayı elel alalım. Genişliğiyle uzunluğuyla ve derinliğiyle üç boyutlu bir nesnedir. Örneklerimizi birkez daha inceleyelim: Boyutsuz, tek boyutlu, iki boyutlu ve üç boyutlu. Burda durmamız için herhangi bir neden var mı? Neden bundan sonraki boyutları keşfe çıkmayalım?


Einstein'in Yaklaşımı


Her nekadar bilimsel bir düzeyde bir varsayım olarak kabul ediliyorsa da, bir takım bilimsel ön bilgiler öne sürülmemiş olsaydı, paralel evrenler felsefi bir kavram olmanın ötesinde aslabirşey ifade etmiyecekti. Paralel evrenler mevzusuyla ilgili ilk kapıyı açan bireyin Albert AİNSTEİN olduğu biliniyor. Einstein'in ünlü genel rötativite teorisinde paralel evrenleri birbirine bağlayan "köprülerden" söz edilir.


Einstein- Rosen Köprüsü

Einstein ve yakın çalışma arkadaşı Nathan Rosen'in bu kara delik tünellerinin sonucunda şaşırtıcı bir şey keşvettiler: Kara Delik tünellerinin dibi yoktur! Doğrusu sonu yoktur. Burada uçlarından birbirlerine bağlı iki huni sözkonusudur. Birleştikleri nokta, tünelin "Boğaz" kısmını oluşturur. Dolayısıyla tünelin bir ucundan giren bir nesne, merkezdeki veya boğazdaki olan üstü çekim etkisiyle, tünelin öbür ucundan dışarı fırlatılır. Öyleyse öbür yanda ne vardır? Öbür yan, yeni bir evrendir, ilkinden tamamıyla farklı bir evrendir bu. İşte bu iki evreni birbirine bağlayan tünele Einstain-Rosen köprüsü adı verilir.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center