ALTIN BİSİKLETİM

Çocukluk her yönüyle güzeldir ve maceralarla doludur. Mahalledeki yaşıtlarım çocukluğumda havalar güzelleşince bisiklete binerler, kimiler on sekiz, kimileri yirmi bir vites biner ve durmadan tur atarlardı. Ben de izleyip dururdum ve bir gün babamdan bir müjde aldım. O sene takdir alırsam babam bana bisiklet alacaktı. Artık sadece derslerimi dinliyor, ödevlerimi yapıyor ve bisikletimi düşünüyordum. Müstakbel bisikletimi… Bir arkadaşımın bisikletini ara ara kullanıyordum fakat başkasının bisikletini kullanmaktan hiç haz etmiyordum. Bunu düşünerek hep ders çalışıp babamın alacağı bisikletin hayaliyle yaşıyordum.

Karne günü geldi çattı ve ben çalıştığım gibi takdir almayı başarmıştım. Eve gitmemle karnemi babama götürmem bir olmuştu. Babam zaten bana güvendiği için bana bir sürpriz yapmıştı ve bisikletimi zaten hazır etmişti. Bana altın renginde bir bisiklet almıştı. O bisiklet sanki bütün bisikletlerden daha hızlı, daha büyük , daha sağlamdı. Şimdi işimi elime aldım ve mesleğimi ilerletip kendime bir iş yeri kurdum. Kendime bir araba aldım. Fakat bana bu araba mı yoksa o altın bisiklet mi diye sorsalar düşünmeden altın bisikletimi tercih eder ve onunla uzun yollar gitmek isterdim. Babamı her özlediğimde o altın bisiklet aklıma gelir ve eski günlerimi, eski arkadaşlıklarımı, dostluklarımı hatırlardım. Ayrıca zaten bu günlere geçmişte bisikletimin olmayışını ve başkasının bisikletine binme rahatsızlığımı hatırlayarak geldim. Ne olursa olsun ben o altın bisiklete biniyormuş gibi, o bisikleti her gün temizliyormuş gibi yaşamaktan zevk alacağım her zamanki gibi.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now