Yarından Önce - Steemit Romanı - 8. Bölüm

Tahir aşk acısından deliye dönüyordu. Ergence bir aşk değildi onunkisi. Delice sevmekten başka bir şey değildi. Rahmi'ye soracak olursan sadece bir aptallıktı. Gurur sadece insanlığa özgü bir kavramdır. Aşk gibi. İşte çelişki de bundan doğar ya. Aşkta gurur olmaz sizin de defalarca duyduğunuz klastaki gibi.

Tahir'in derdi bu aşkta kor olmaktı. İçindeki bu ateşi defalarca söndürmeyi denedi. Başaramadı. Ve anladı ki aşka uçmayan kanatlar gereksizdir. Tahir aşka uçacaktı. Aşkın yanmayı göze alarak yapacaktı bunu. Gururunu bir kez daha ayaklar altına alıp Rahmi'yi aradı. Sıralı bağlı tek cümle.

-Merhaba Rahmi, senden son bir isteğim daha olacak, Mehmet Ç.'in bloğunun bir kopyasını bana atar mısın?

-Hemen gönderiyorum. Hoşçakal!

Teşekkür ederim.


Görsel Kaynağı

Kopya gelmişti. Tahir nihayet kendini anlayacak bir arkadaş bulmuştu. Dışarı çıktı ve kendine aylarca yetecek kadar besin kapsülleri aldı. Evine döndüğünde bir sırra erişmek üzereydi. Kapadı kapıları. Çekti perdeleri. Artık sadece aşkı ve onunla derdini paylaşacağı Mehmet Ç. vardı. Rahmi'inin gönderdiği kopyayı derledi beyin bilgisayarında. Ardından tüm internet bağlantılarını kesti. Artık onun dünya ile bağlantısı yoktu. Tahir aşka uçacaktı.

Gitti bir abdest aldı, iki rekat namaz kıldı. Ellerini açtı. Aşkın varlığa yalvardı. Bana yardım eyle Allahı'ım. Ve yaratan rabbin adıyla okumaya başladı. Saatlerce okudu. Zaman sanki durmuştu. Saatleri unuttu. Belki haftalar geçti. Tahir sadece okuyor ve düşünüyordu. Bu sırrı çözmekte kararlıydı. İnsan neden kendi cinsinden bir varlığa karşı böyle şeyler hisseder. Bu sırrı çözmeden bu odadan çıkmayacaktı. Evet Tahir Zühre için zindana atılmıştı. Ağır işkenceler onun çektiği aşk acısının yanında hükümsüzdü. Cellatlar geliyor, her gün Tahir'i ölümle tehdit ediyordu. Tahir'in umurunda mıydı ölüm. Onu düşündüren şey bu sırrı çözmeden bu dünyadan ayrılmak değil miydi? Ama kim bilir belki de bu sırra ölünce erişecekti. Tahir bu, bu sırra erişebilmek için ölüm dediğini şeyi şerbet der içer. Sıkıntı yok.

Her bir sayfayı bir okumadan hafızasına alıyor üzerinde derin derin düşünüyor sonra bir sonraki sayfaya geçiyordu. Mehmet Ç. de kendisi gibi aşk acısıyla deliye dönmüş bir garipten başkası değildi. Belki Mehmet Ç. bu büyüyü çözmüştür ümidiyle okuyordu. Acılarını Mehmet Ç.'nin acılarıyla çarpıp da okuyordu. Katlanıyordu acıları Mehmet'in anılarını okudukça. Kendi anıları geliyordu aklına. Bir zamanlar Zühre ile beraber yürüdüğü yollarda yapa yalnız yürüyüşleri geliyordu. Sonra ansızın Zühre'nin gülümsemesi geçiyordu aklından sonra aklı gidiyordu. Zühre Tahir'e ne diye gülümsemişti. Zühre'nin gülümsemesinden ne sezimlemişti. Bu nasıl bir büyüydür ki Tahir zindana düştü.

Öyle bir dehliz ki bu sadece karanlık. Simsiyah bir karanlık. Sonu yokmuş gibi. Gecenin bir yarısı düm düz bir ovada sonsuzluğa yürümek gibi.

Zaten haber gelmiyordu ki Zühre'den. Bu nedenle Tahir'in dış dünya ile bağlantısını kesmesi zor olmadı. Ne yapsın Tahir'ir Zühre'den haber getirmeyen sosyal medyayı. O artık derin bir inzivada Mehmet Ç.'yi okuyor.


8. Bölüm Sonu


1.Bölüm 2.Bölüm 3.Bölüm 4.Bölüm 5.Bölüm 6.Bölüm 7.Bölüm 8.Bölüm 9.Bölüm
H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now