SINIRLAR

Merhaba arkadaşlar :) Uzun zamandır yazmıyorum çünkü hayat sadece düşünmekten ve doğruyu bilmekten ibaret değil.Eyleme geçirilmeyen her fikir basit bir düşüncedir.Bahsettiğim her şeyi gerçekleştirebileceğim bir amaç buldum kendime.İnandım,istikrarlı davrandım,öz güvenimi tazeledim, istedim hemde çok istedim...Şuan sonuçları bekliyorum.Bir taraftan kendime inanıyorum bir taraftan da olgun ve akıllı bir insan gibi olumsuz olma koşullarında ne yapacağımı planlıyorum.

Uzun zamandır vicdan rahatlığı ve elimden gelen herşeyi yaptım düşüncesi bende olmadığından bugün,şu an bu yazıyı yazma gücüne sahibim.

Üniversitedeyken hergün bir kaç tane motivasyon videosu izliyor ve kişisel gelişim kitaplarını okuyordum.Ki bence bir çok insanın kendini keşfettiği yer üniversitedir.Bir gün çok ilginç bir videoyla karşılaştım.Videoda bir jimnastik şampiyonunun bir hareketi öğrenme aşaması ve eğitimi veriliyordu.O videoda hocası ona çok zor bir hareket göstermiş ve yapmasını bekliyordu.Kız hareketi önce izledi sonra karanlık sessiz ve yalnız kalacağı bir odaya geçip kapıyı kapadı.Hocası ise bu durumu şöyle anlattı.Bir hareketi gördüğünde önce onu birinin nasıl yaptığını izler sonra kafasında o hareketi defalarca yapar ve görüntü HD olduğunda odadan çıkıp hareketi olduğu gibi yapar.İmkansız geliyor değil mi?Ama hayır...
IMG-20190208-WA0012.jpg

Psikolojik olarak kendimize neyi inandırırsak, performansımızı ve enerjimizi ona yönlendirebiliyoruz.Tabi ki şuan size bir jimnastik hareketi versem yapamayabilirsiniz.Ancak bunun sebebi sizin jimnastik konusunda yetersiz olmanız değil; bu hareketi yapamayacağınıza emin olmanızdır ;)

Sorunumuz bu...Sınırlarımız var ! Annem kız kardeşime hep çok destek oldu.O çocuk yapamaz,o daha küçük beceremez,o düşer,o halledemez diye ev ödevlerinden tutunda saçlarını bağlamasına kadar yardım ederdi.Sonuç ne mi oldu.Kendine güveni olmayan,lisede annesinden biraz daha koptuktan sonra arkadaşlık ilişkilerini düzenleyemeyen bir çocuk...Tabi ablası olarak sınırlarını kaldırmayı ona öğrettim.Bundan gurur duymuyorum.Çünkü daha akıllı oldum için ona yol göstermedim.Yaptığım hataları yapmaması için ona destek oldum.

Mesela fizik dersinden anlamadığımı dile getirip hep başarısız oldum.Üniversitede kara delikler solucan delikleri ve zaman kavramına taktım kafayı.Ve bu uçsuz bucaksız şeyin fizik olduğunu öğrendim.Aslında ne de çok sevebilirmişim.İlerleyen zamanlarda beynimizin sözelci sayısalcı diye ayrılmadığını da öğrendim.Ve bir gün kardeşim matematikten anlamıyorum ben sözelciyim dediğinde;neden senin beynin böyle bir seçim yapmış olsun dedim.O kocaman bir usb bellek ve içine ne koyarsan alır !

Bu mantığı kafanıza koyduğunuzda ,kendinize hakaret etmekten ve başka insanlardan eksiklikleriniz olduğunu kabul etmekten,vazgeçiyorsunuz.Ki kolunuz bacağınız ve görmeyen gözleriniz olsa bile...Aydınlanma yaşadığım diğer hikaye bir koşu yarışması.Bir atletin tek amacı olimpiyatlarda birinci olmaktır ve uzun bir süre sadece olimpiyatlar için ter döker.Hikayemizde ki atlette yıllarca uğraşır ama olimpiyatlara az bir zaman kala sakatlanır.Bu öyle büyük bir sakatlanmadır ki beş yıl boyunca bir diğer olimpiyatlara kadar antrenman bile yapmaması gerekir.Bu büyük boşluğu ve üzüntüyü tahmin etmişsinizdir.

Atlet vazgeçmez ve gider diğer bütün olimpiyatlarda kazanan atletlerin videolarını izler.O kadar fazla izler ve öyle bir kafasına kazır ki,uyurken bile olimpiyatlara çıkar.Biz bunun adına 'tutuşmak' diyoruz.
Ve atlet iyileştiğinde antremansız bir şekilde çıkar ve her gün kafasında oynadığı senaryonun aynısını yerine getirir ve birinci olur.Biz böyle insanlara,bu kadar hedefinin peşinden ayrılmayan insanlara hayranlıkla bakıyoruz.Ama aynı malzemeler sendede var bil bunu.İçine katmadığın eksik bir malzeme diğer bütün malzemelerin varlığını yok sayarak eksikliğini bağırır.Bunu tuzsuz yemek yapanlar bilir.Herşeyi mükemmel pişirmek bir işe yaramaz.Ya da besinlerin taze olması...
IMG-20190208-WA0011.jpg

Başka bir hikayede Büyük İskender'den gelir.Yanlış hatırlamıyorsam kalın bir düğümlü ip vardır ve çözen kişi kral seçilecektir.Herkes çözmeye çalışır ancak İskender kılıcıyla tam düğüm ortasına bir darbe indirir ve düğüm açılır...Sana illa düğümün elle çözüleceğini kim sınır koydu?

Aynı hikayelerden Einstain' de de bulabiliriz.Ve daha bir sürü isim sayabilirim.Bu insanlar koyulan sınırları yok sayıp,yeni kurallar koyan ve çığır açan insanlar.Bu insanlar kalıpları olmayan insanlar.Ve bu insanlara başarı taksit taksit gelmez.Büyük bir gürültüyle gelir.

İnsan olarak inanç sistemimiz öylesine güçlüdür ki,düşüncelerin , yerini fiziksel dünyada almak için çırpınır.Ve çoşkun senin tutşmandır.Başarı için yanman gerekir.Onu başarmak imkansızdır belki...Ama kendini öyle bir kandırırsın ki,yalanına olan inancın,başarını getirir sonunda.Kendin konusunda bir yalan söyleyeceksen eğer,bu yapamayacağını düşündüğün,sana imkansız görünen şeyleri başarabileceğin konusunda olsun.Öyle tutun ki ona...Yalanın ortaya çıktığında bile inkar edip yeniden denemeye koyul.

NOT:Kaynak belirtmediğim görseller kendime aittir.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center