AYN RAND-WE THE LIVING-YAŞAMAK İSTİYORUM

123.jpg
AYN RAND’ı ilk duyduğumda üniversite dönemimdeydim…İlk okuduğum ve elimden bırakamadığım kitabı “Hayatın Kaynağı” idi.Size biraz yazardan bahsetmek sonrada bu aralar bitirdiğim “Yaşamak İstiyorum” kitabından alıntılar yapacağım.
AYN RAND; 2 Şubat 1905’te dünyaya gelmiş ve 6 Mart 1982’de hayata veda etmiştir.
İlk adı Alisa Zinovyevna Rosenbaum), kurduğu objektivizm felsefesi ve yazdığı Yaşamak İstiyorum (We the Living), Ben (Anthem), Hayatın Кaynağı (The Fountainhead) ve Atlas Silkindi (Atlas Shrugged) kitaρları ve objektivizm felsefesiyle tanınan düşünür-yazardır.
O'na göre,
İnsan değerlerini ve hareketlerini mantık kullanarak seçmelidir,
Bireylerin kendilerini başkaları için feda etmeden ve aynısını başkalarından beklemeden kendi amaçları için yaşamaya hakları vardır,
Kimsenin bir başkasının haklarına güç kullanarak tecavüz etmeye ya da güç kullanarak ona kendi fikirlerini empoze etmeye hakkı yoktur.
Yaşamak İstiyorum Amerikalı eleştirmenlerden orta, İngiltere'de ise iyi bir tepki aldı, ama Anthem tuhaf yayımlanma hikâyesi yüzünden sadece İngilterede ama önemli bir beğeni kazandı. Rand Amerikayı o yıllarda etkisine alan kızıl dönem'e (the red decade) son derece karşıydı ve aslında Anthem Amerikada yayıncı bile bulamadı, ilk baskısı İngiltere'de yapılmıştır. Bunun yanında, Rand hala edebi üslubunu tam olarak geliştirememişti ve romanları hala gelişmesini tamamlamamıştı.

“YAŞAMAK İSTİYORUM”DAN KÜÇÜK ALINTILAR;
''Kireçler yer yer dökülmüş olduğu için duvarlar cilt hastalığına tutulmuş insanları hatırlatıyordu.''(SYF 23)
"Ne iştah!"
"Ne için?"
"Yaşamak için." (SYF 71)


“Şey…Ben daima ne istediğimi bilirim.İnsan istediğini bilince işler kolaylaşır.Amacına doğru gidersin.Bazen çok hızlı ilerlersin.Bazende amacına ancak birkaç santim yaklaşabilirsin.Belki hızlı giderken daha mutlu olursun.Orasını bilmiyorum.Ben aradaki farkı çok önce unuttum…Zaten hareket ettiğin sürece bunun önemi yoktur.” (SYF 185)


"Görüyorsun ya, yenildiğimiz için üzülmüyorum. Suçların en büyüğünü omuzlarımıza yükledikten sonra bunun parmaklarımızın arasından kaçıp gitmesine aldırmıyorum, bizi çelik miğferli dev gibi bir asker yenseydi aldırmazdım. Ateş püsküren canavar gibi bir insana yenilseydik üzülmezdim. Fakat bizi bir bit yendi. Sen bitleri gördün mü hiç? Sarı renklileri en tombullarıdır... Bizim kabahatimizdi bu. Bir zamanlar insanları bir tanrının gökgürültüsü idare ederdi. Sonra onlar kılıçla idare edildiler. Şimdi ise Primus'la idare ediliyorlar. Bir zamanlar saygı onları durdururdu. Sonra korkuyla durdular. Şimdi mideleri yüzünden acizler. Erkeklerin boyunlarına, el ve ayaklarına kalın zincirler takarlardı. Şimdi onları kalın bağırsakları zincirliyor. Ama kahramanları kalın bağırsaklarından tutmaya imkân yoktur. Bizim kabahatimiz bu."
(SYF 500)
MEDUSA

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center