ANAERKİLLİK VARDI BİR ZAMANLAR

Anaerkillik toplumda kadının baskın olma halidir.

Aile ve devlet idaresinde annenin veya anne soyundan gelen en yaşlı bir kadının hakim olduğu toplum düzenine anaerkil düzen denir. Böyle toplumlarda, çocuk anneye ve annenin ailesine nispet edilir, onların soyuna ait kabul edilir. Hem mirastan yararlanma, hem toplumun siyasal bakımdan temsili ve yönetimi, yakınlık derecesine göre ailenin en yaşlı kadınına aittir. Baba, annenin evinde veya kadının ailesinin yanında oturur. Babanın akrabaları aileden sayılmaz, yabancı kabul edilir; kendileriyle herhangi bir ailevî ilişki kurulmaz, akrabalık tesis edilmez.

Kadın birden fazla erkekle evlenir. Çocuğun kimden olduğu bilinmediği için, soy anneden aktarılır. ‘Anasoyluluk’ vardır. ‘Tarihin ilk çağlarında insanların küçük topluluklar biçiminde yaşadıkları, başlıca üretim biçiminin ise avcılık ve bitki toplayıcılık olduğu, antropoloji araştırmalarıyla anlaşılmıştır. Her ne kadar bu dönemlere ilişkin doğrudan gözlemler yoksa da eldeki veriler, ilk insan topluluklarında başlıca evlenme biçiminin toplu evlilikler (endogami) olduğu gösterir. Yaygın ve geniş bir aile yapısı oluşmasına yol açan bu evlilik düzeninde doğan çocukların yalnızca anneleri kesin olarak belirlenebiliyordu. Bu yüzden toplulukta kanbağına dayanan akrabalık ilişkilerinin bir anlamı yoktu ve soyu sürdüren kadınlar olduğundan toplumun atası kadındı.’

Bunu savunmuyorum tabiî ki de, her zaman için eşitliği savunuyorum. Ne kadının üst konumda olması, ne de erkeğin üst konumda olması kabul edilemez. Sadece ataerkillik doğal diyenler için bu yazıyı paylaşmak istedim. Doğal bir süreç falan değil işte, tarihte anaerkilliğin olduğu da gayet ispatlanmış.

(kaynakça : http://www.enfal.de/sosyalbilimler/a/020.htm
http://www.nkfu.com/anaerkillik-nedir/ )

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now