Herkese selamlar, nasılsınız umarım keyfiniz yerindedir. 🙋♀️
Ben birazcık hasta oldum galiba. :/ Etraftaki salgına yakalanmamak için mücadele etsem de gelip beni buldu sonunda. Bu arada tüm hastalara şifalar diliyorum. 🌸
Son yazımı yolculuğun hemen ardından kaleme almıştım. Serüvenime vaktinde devam etmeyi çok istedim lakin bunu başaramadım. Geç de olsa kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Ailemin yanında vakit çok çabuk geçiyor. Neredeyse bir hafta olmuş ama bana birkaç gün gibi geldi. Bu süreçte her şeyden uzak kaldım. Ne eski adı Twitter olan X'te ve Youtube'da ne de diğer sosyal medyalarda takip ettiğim şeyleri okuyup izleyebildim. Buradaki arkadaşlarımın yazılarından da okuyamadıklarım oldu ama en kısa sürede bakacağım hepsine. Neler olduğunu çok merak ediyorum çünkü. 🙆♀️
Annem sağ olsun elde telefon görmeye katlanamıyor. Kendisi de kullanmasına rağmen hem de. Hiç farkında değil ama.
Yanımda getirdiğim kitapları bitiremedim henüz. 2023'te okuduklarımı Goodreads'e ekleyip puanlama ve yorum yazma işini de tamamlamam lazım. Umarım yapabilirim yılbaşı gelmeden.
Yılbaşı demişken ailecek yaptığımız rituellerin bu sene de devam etmesini diliyorum. Kestane kebap, ev yapımı içecekler, çeşitli abur cubur, pastalar, tatlılar ve güzel yemekler eşliğinde uzun süren masa sohbetlerini iple çekiyorum. Sonrasında oyunlar oynar biraz mızıkçılık yapar birbirimize takılırız. Sonuçlara itiraz etmeler tatlı tatlı atışmalar olmazsa olmazlardan zaten.
En sevdiğimiz aktivite tombala oynamak. Sayıları hızlı hızlı okuyarak birilerinin fark etmemesini, babamın tabiriyle 'uyumasını' sağlayarak daha da keyifli hâle getiriyoruz bence. Son âna kadar kazanma ümidiyle gelip son sayının da bitmesiyle elin boş kalması biraz can sıkıcı olsa da yine de eğlenceli oluyor. Mandalina kabukları ve kuruyemişlerin sayılar üzerine konulması da ayrı bir hava katıyor.
Sonrasında domino oynuyoruz. Neredeyse benimle yaşıt pirinç taşların hâlâ muhafaza ediliyor olması ayrı olay. 🙆♀️
Buna stratejik bir oyun diyebiliriz aslında. Eldekileri ve daha önce çıkan taşları akılda tutmak, ayrıca çıkması muhtemel taşları hesaplamak iyi bir hafıza gerektiriyor. Ezel gibi birisi canlandı şu an sanki. Onun kadar değil. 🙆♀️
Kızma Birader de sevdiklerimden. Şansa bol bol ihtiyacın olduğu bir oyun. Heyecanın sonuna kadar sürdüğü bir etkinlik aynı zamanda.
Ben küçükken Borsa isimli kutu oyunumuz vardı. Taşınırken atıldı galiba, yıllardır görmüyorum. Onu oynamak çok zevkliydi. Bazı cadde ve sokak isimlerini hâlâ hatırlıyorum. Vali Konağı Caddesi'nden bir mülk almak bayağı pahalıya patlardı. Sıraselviler Caddesi de kulağa hoş gelirdi. :)
Sessiz sinemada gruplara bölünüyoruz. Bana sıra geldiğinde iyi anlatamam çünkü heyecanlanıp nasıl ifade etsem diye düşünürken kal geliyor ve süre bitiyor. Fakat iyi bilenlerden olduğum için o açığı bir nebze olsun kapatıyorum. Tabu oyununda daha rahat oluyorum. Ortak anılardan yola çıkarak 'hani şu zamanda şu şey vardı ya' derken daha çabuk sonuca gidiyorum. 🙆♀️
Kağıt oyunları da diğer favorilerimden. En çok bir klasik olan isim-şehir oyununu seviyorum. Eskiden, bu kadar şeyi bilmediğimiz zamanlarda daha iyiydi yalnız. Bazı harflerde tıkanır bulmaya çabaladıkça daha keyifli hâle gelirdi. Artık öyle bir derdimiz kalmadı ama bu da eğlencesinden götürdü bir miktar.
Evde Tek Başına filmini kesin izleriz. Onsuz bir yılbaşı düşünemiyorum resmen. Seyrederken Kevin'la yaşıt oluyorum ve tıpkı onun filmin başında hissettiklerini hissediyorum. Ettiği dileği ben de etmişimdir zamanında. O yüzden kendimle özdeşleştirdiğim sahneleri görmek hoşuma gidiyor.
Buraya gelmeden önce Netflix'teki birçok Noel ve yılbaşı temalı filmi izlemiştim. Ocak ayında da buna bir müddet devam ederim diye düşünüyorum. Sonrasında burada da bahsederim zaten. Filmlerde o yakalamayı ümit ettikleri 'Noel Ruhu' çok güzel ifade ediliyor bence. Onların bu bayramı yaşama şekillerine çok özeniyorum ne yalan söyleyeyim.
Düşünsenize tüm ev süsleniyor, sokaklar, caddeler, kafeler ve neredeyse bütün iş yerleri. Bol bol tatil yapıp eğleniyor, aileleriyle keyifli vakit geçiriyorlar. Birbirlerine hediye alıp yeni yıl dileklerini dileyip güzel bir hafta geçiriyorlar.
Onlarla kıyaslamak ne kadar doğru bilmiyorum ama bizim bayramlarımız ne kadar ruhsuz geçiyor.. Sevmediğimiz akrabaları ziyaret etmek nasıl güzel olabilir ki zaten. O yüzden sevaplı işlerden kabul edilmiş ya. Severek yapılmayacağı için galiba. İsterdim ki o sevinç bizde de olsun. Bir araya geldiğimizde birbirimizi soru yağmuruna tutmaktan ziyade neşeli birkaç an geçirelim.
Babam bakkalda, altında şeker olan beyaz tatlı bir tavşan görmüş, kedimiz Miya'ya alırken bir tane de bana almış. 🤭
Kenardan kurunca hareket ediyor. Çok beğendim. :)
Küçükken buna benzer bir kuş vardı. Metalden ve daha büyüktü. Yürüyüp cikliyordu. Bana onu hatırlattı.
Önce ne olduğunu anlayamadığı için kokladı ve sonra patisiyle yavaşca yokladı. En sonunda da sokak kedisi içgüdüsü ile onu fare gibi gördüğü için kapıp kaçtı. :D
Peşinden koştum ama soluğu çoktan arka odalardan birinde almıştı. Ona burada meşhur olduğunu ve kendisinden bahsettiğimi de anlattım. Pek umrunda olmadı. "Onu bunu bırak da yaş mama versene" der gibi baktı sadece. 🙊
Bu arada annemin internetten sipariş ettiği yapay ağaçlarından bir ses geliyor zannettim. Kırç kırç diye bir marangozhane gibiydi sanki. "Şuradan bir ses geliyor" dediğimde ise aldığım cevapla şaşırdım. "Evet, kurt var içinde" dediler. 'Ayy atın bunu tüm ahşaplara geçer' dedimse de zararsız olduğunu iddia ettiler.
Aklıma Bear Grylls'in kurumuş ağaçların içinden çekip çıkardığı ve afiyetle yediği o tombul beyaz kurtlar geldi. Kendimi kötü hissettim. 🙊
Yerlere ince talaşlar dökülmüş. Yaprakların üzerinde de var. Telefonun fenerini açıp detaylıca incelesem de nerede olduğunu çözemedim.
Annem çok değişik biri olmuş, eskiden olsa farklı davranırdı ama şimdi sevdiğini iddia ediyor. Keşke şaka dükkanından aldığım böceklerim duruyor olsaydı. Küçük bir deneme yapabilirdim üzerinde. 🫠
Amazon'un yaptığı yıl sonu indirimini de Ankara'da iken kullanmıştım ama uygulamaya bakınca listemdeki birkaç kitabın çok uyguna geldiğini görünce kendime engel olamadım yine.
Bu kez kardeşimin hesabından verdim siparişi. Çünkü tek hesaptan farklı adreslere kitap yollayanlar bir şekilde "satıcı" damgası yiyor. Sonra da hesapları banlanıyor. 🙊
Bununla ilgili birçok haber gördükten sonra temkinli olmaya başladım. "Bir ailenin aylık ihtiyacına göre fazla kitap almışsınız" denilerek hesap kilitleniyor. Buna kim karar veriyorsa artık. 😐
Dört kişilik bir ailenin okuması beklenen kitap sayısı dört mü, sekiz mi yoksa kırk mı bunu kim ölçüyor? Benim okuma hızıma yetişemese de aldıklarım, nasıl olsa ileride daha da pahalanacak diye sipariş veriyorum. Tedirgin olmuyor değilim yine de. 🫢
Etkinlik sorularında birkaç kez bahsettiğim Besmeç'lere kavuştuğum için ayrıca mutluyum. Buzdolabında saklamış benim için. Isıtıp afiyetle yedim ben de. Ellerine sağlık annecim. Her ne kadar okuyamayacak olsan da. 🤗
"Yazılarının linkini at da okuyalım" diye darlıyor bazen. Steemit zamanlarında bakıyordu ve oradan buraya geçtiğimizi bilmiyor. Onlar okuyunca kendimi özgür hissedemiyorum. Genelde beğeniyordu ama bazen de ifşa etme bizi diyordu. 🤭 Sanki kim tanıyacak da işte.
Sizinle konuşmak iyi geldi, karşımda beni gerçekten dinleyen insanların var olduğunu bilmek güzel şey. 💐
Hepinize şimdiden mutlu yıllar dilerim. 🎈
Gideyim de Agatha'cığımın Noel'de Cinayet'ine başlayayım. Umarım bir sonraki yazımda ondan bahsediyor olurum. Değilse de bir sonrakinde. Sayfama uğradığınız için çok teşekkür ederim. 🌌🪻