Merhaba arkadaşlar. Bugün tatilimin son günüydü. İçimde, tatil sonu burukluğu ve evime kavuşmanın huzuru arasında sıkışmış olan duygularla; hüzünlü bir mutlulukla bu paylaşımı yapıyorum. Bunların yanında bir de yarışma heyecanı içerisindeyim. İlki, küçük aksaklıkları umursamadığımız, herkesin mutlu bir sonuca ulaştığı ve laf olsun diye değil de gerçekten, katılan herkese dağıtılan küçüklü büyüklü ödüllerle, katılımcıların tamamını mutlu eden yarışmanın, ikincisine daha güçlü ve ilkinde gelen başarıyla daha emin adımlarla başlandı. Bunu sağlayan ve emeklerinin karşılığında teşekkür etmekten başka elimizden birşey gelemeyen; başta bütün bu işlerin emekçisi @damla, sponsorları @emrebeyler ve @deathwing, topluluğumuzu destekleyerek, bizim kendimize olan inancımızı da tazeleyen @curie ve bir bütün olarak toplulukta bulunan, paylaşım yapan, oylama ve yorumlarıyla ateşimizi harlayan herkese, gene her zamanki gibi elimden gelen tek şey olan, teşekkürlerimi ve şükran duygularımı iletiyorum. Yarışmaya muhteşem gezi yazılarından birisiyle katılması için @bilgin70 arkadaşımı davet ediyorum. Ben de tabii ki adetim olduğu üzere gene bir gezi yazısıyla yarışmaya katılacağım. İlk yarışmada olduğu gibi gene İzmir Çeşme’den bir gezinden; Delikli Koy ziyaretimden bahsedeceğim.
@trliste/trliste-contest-2-let-s
Ne yazık ki; bugün öğlen tatilimiz bitti ve İzmir’e geri döndük. Öğlene kadar olan boşluğu, uyumak yerine, hep duyduğumuz ve gitmek istediğimiz, Delikli Koy’a giderek değerlendirmek istedik. İyi ki de gitmişiz. Gerçekten eşsiz bir güzellik. Kil kayalıklarda, Deniz dalgaları, yağmur sularından oluşan seller ve rüzgarla şekillenmiş, bir heykeltıraşın elinden çıkan bir sanat eseriymiş gibi doğal bir görüntü vardı. Bu kil kayalıkların hemen altında, berrak bir deniz var. Denizi dikine kesen üç kayalık, buraya giren rüzgarı kesiyor ve suyun durgun olmasını sağlıyor.
Kurban Bayramı, uzun yıllardır, yaz sezonuna denk gelir. İnsanlar, özellikle, İstanbulda yaşayanlar, bu fırsatı kaçırmaz ve Çeşme’ye akın ederler. Delikli Koy da bu insanlardan, maddi durumu çok iyi olmayanların ve macera tutkunlarının konakladığı yer. Burada bulunan sahilin tamamı irili-ufaklı çadırlarla kaplıydı. Herhangi bir işletme olmadığı için burada ücretsiz çadır kampı yapabilirsiniz. Normalde biz de kız arkadaşımla Çadır kampı yapmayı düşünüyorduk. Fakat geçen sene olan yangınlardan dolayı, kamplar yasaklandığı için cesaret edemedik. Burada bu yasağı hiç kimse umursamamış ve oradakilerin söylediğine göre herhangi bir denetleme olmamış.
Kamp için bir işletme olmasa da, ticaret yapanlar da bu kalabalığı değerlendirmişler. Kamyonun kasasını, yiyecek içecek satılan bir markete dönüştürüp, her nasıl yaptılarsa, kamp alanının içerisine kadar sokmuşlar. Bunun yanında, burada bir otopark da yok. Yolun kenarı ve arabasına kıyabilenler için de kamp alanının yakınına kadar aracınızı koyabileceğiniz boş alanlar var. Üst kısımda kalan ve kamp alanına 4-5 dk yürüyüş mesafesinde, Duş-Wc hizmeti sunan bir işletme de var. Küçük fiyatlar ödeyerek, birkaç gün burada tatil yapabilirsiniz. Üstelik bu tatil, çok yüksek ücretler ödeyerek yapacağınız tatilden, daha güzel olabilir. Bizim vaktimiz olmadığı için kamp yapamadık. Sadece manzarayı ve bu doğal güzelliği hayranlıkla izleyip, kısa bir süre de denize girdik.
Burayla ilgili, tek olumsuz yön, bu berrak Deniz suyunun soğuk olması. Fakat bu, insanı üşütecek kadar yüksek bir soğukluk değil. Sadece ilk girişte, insanın içini ürpertecek bir soğukluk. Bu soğukluğu sevenler de olabilir. Çünkü dışarıdaki sıcaklıktan sonra, insan gerçekten serinliyor. Ben çok sıcak sevdiğim için bunu eksi bir özellik olarak belirtsem de daha geniş bir zamanda, tekrar gitmeyi düşünüyorum. Hatta cesaretimi yeterince toplayabilirsem, kamp bile yapabilirim. :)) Muhtemelen, gene, yarışmaya katılan ilk heyecanlı kişi ve klişelere hayran bir insan olarak; yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum. :))