Güneş Sistemimize Bir Karadelik Girseydi Neler Olurdu?

Bu yazıda biraz spekülasyon yapalım. Eğer güneş sistemimize bir karadelik girseydi neler olurdu? Tabi buna devam edebilmemiz için önce çok kısaca karadeliğin ne olduğunu tarif etmemiz gerekiyor.

UZAY-ZAMAN

Einstein'ın Genel Görelilik yasasına göre evrenin dokusu tıpkı gerilmiş bir çarşaf gibidir. Evrenin dokusu demekle, uzay-zamandan söz ediyoruz. Gezegenlerin ve yıldızların ve tabiki bizlerin içinde bulunduğu uzay (ve zaman) bu gerilmiş çarşafa benzetilebilir. Nasıl gerilmiş bir çarşafın üzerine bir taş koyduğunuzda bükülürse, uzay ve zaman dokusuna da bir gezegen vs. gibi kütleli bir cisim koyduğunuzda uzay-zaman bükülür. Söz konusu bu büküklük, aslında o gezegenin yerçekimi alanı anlamına gelmektedir. Çarşaf örneğinde, tam bu bükülmeye doğru bir misket fırlatırsanız, misket dümdüz karşıya gitmek yerine taşın büktüğü yere gelince ya yolundan saparak gider ya da yeterince büyük bir çukurluk varsa o taşın etrafında dönmeye başlar (sonra taşa çarpar). Uzay-zaman dokusunda da aynı şeyi görürüz. Yıldızların yörüngelerindeki gezegenler, gezegenlerin yörüngelerindeki uydular tam da bu anlattığım örneğe bire bir karşılık gelmektedir.



Elbette bu anlattıklarım başlı başına bir fizik yasasıdır. Ben burada daha çok bunların biraz daha 'laf' a konsantre edilmiş halini yazmaya çalışıyorum. Aksi takdirde, bu post bir matematik defterine dönerdi! Şimdi uzay-zaman'ın bükülmesi olayını biraz daha devam ettirelim. Dünya da uzay zamanı bu mantıkla bükmektedir. Ay ise bu büküklüğün içine düşmüş ve dünyanın etrafında dönmektedir. Ama ayın da kendi kütlesine göre büktüğü bir uzay vardır. Kütleye göre bükülmeden bahsediyorsak, gezegenlerin kralı olan Jüpiter'i görün bir de. Uzay-zamanı öyle bir bükmüş ki, bir çoğu neredeyse dünyayla aşağı yukarı aynı kütleye sahip 67 adet uydusu bulunmaktadır. Bunun bir büyüğü ise bizden (yani dünyamızdan) içine 1 milyon 300 bin adet sığabilecek Güneş'tir! Güneş sistemi, etrafında gezen, 8 +1 gezegen (+1 Plüton oluyor...) Kuiper kuşağı, Oort Bulutu ve daha bir sürü şey barındıran ve çapı yaklaşık 12 Trilyon Km olan devasa bir bükülmedir aslında. Güneşimiz orta boylu bir yıldızdır evrende. Ne çok büyük, ne de çok küçük. Orta boyutta ve genç sayılır. Ama evrendeki her yıldız bu boyutta değil. Hatta evreden çok çok büyük ve çok daha küçük yıldız sayısı yoğunluğu bizim güneşimiz boyutundakilere nazaran daha yüksektir.



Resim Kaynağı


Ama uzayda öyle devler vardır ki, güneşi solda sıfır bırakırlar. Yaklaşık 5 güneş kütlesi daha fazla olan kütledeki yıldızlar ömürlerinin sonlarına geldikten sonra patlarlar, çatlarlar bi hallere girerler, evet! Ama asıl önemlisi, kendi içlerine çökerler. Çünkü kütleleri anormal derecede fazladır ve şişip patlama enerjilerine karşın kendi içsel kütleçekimleri daha baskın gelmektedir. Çökerler, çökerler, çökerler ve resmen bildiğiniz küçücük bir noktanın içine bütün bir o devasa kütle sığar. İşte bu an yıldızın artık karadelik olduğu noktadır. Bundan sonra yıldızın içinden güya kütlesi yok dediğimiz ışık bile kaçamaz hale gelir. O yıldızdan artık yıldızlığa dair hiç birşey kalmamıştır. Işık dahi çıkamadığı için onu göremeyiz. İşte bu sebekle ona karadelik denmektedir. Kara'yı anladık ta delik?...

OLAY UFKU

Olay ufku karadeliğin üzerindeki belli bir çaptaki alandır. O alanın içine (yani çekim etkisine kapılan) herhangi birşey, ne olduğu hiç önemli değil, hiç bir surette artık o çekim etkisinden kurtulamaz. Onu bekleyen kaçınılmaz son, mutlaka ama mutlaka karadeliğin içine düşmektir. Bizler olay ufkunun içinde ne olduğunu bilemiyoruz. Çünkü oradan Hawking Işınımı dediğimiz çok özel bir ışınım haricinde hiç birşey ölçemiyor ya da göremiyoruz. Tam bir bilinmezlik. Çünkü oraya giden bir şey hiç bir şekilde oradan geri dönemez. Ancak elimizde bazı matematiksel denklemlerin ve Einstein'in genel görelilik kanununun öngördüğü bazı neler olabileceğine ilişkin tahminlerden başka birşey yok. Zamanın durduğu yer olabilir. Einstein'ın genel görelilik yasası demişken, bizim uzay-zaman dokumuza ne oluyor peki.

UZAY-ZAMANIN DELİNMESİ

Karadelik, durumunda, yukarıda anlattığım şekliyle, o çarşafa benzettiğim uzay-zaman artık bükülmüyor. Bir başka boyuta deliniyor. İşte şu aşağıdaki resimdeki gibi bir şey oluyor.



Resim Kaynağı


O karadeliğe denk gelen en sağdaki grafiğin dibindeki o siyah noktaya 'singularity' yani tekillik deniliyor. Karadeliğin etrafında, sağında solunda, içinde neler oluyor neler bitiyor gibi konular ayrı bir yazının konusu. Şu ana kadar verdiğimiz bilgiler, bizim bu yazımızın ana konusunu devam ettirebilmemiz açısından yeterli görünüyor. Buraya kadar bir karadelikle ilgili bilmemiz gereken iki önemli şey var:

  • İçine her ne düşerse düşsün dışarı kaçamıyor,
  • İnanılmaz bir yerçekimi etkisi var...

GÜNEŞ SİSTEMİMİZ İÇİNDE BİR YABANCI

Bir sabah kalkıyorsunuz ve o da ne! Gazeteler, televizyonlar, face.... Hepsi aynı şeyleri söylüyor. Son dakika, Flaş Haber, Flaş, flaş, flaş... Breaking News...

Güneş sistemimiz içerisinde bir karadelik tespit edildi!

Muhtemelen bu duyduğunuz son flaş haberlerden birisi olacaktır. Her ne kadar haberlerin size söylediği kadarıyla bu "karadelikçik" trilyonlarca kilometre uzağımızda olsa da, dünya ya gelmesine daha belki onlarca yıl olsa da o kadar rahat olmamalısınız. Çünkü bu, güneş sistemimiz içerisine giren herhangi başka birşeye benzemez. Gelen bu davetsiz misafir, Bizim, hepimizin, insanoğlunun ve dahası güneş sistemimizin Azraili olacaktır!!


Resim Kaynağı


NEDEN FARKEDEMEDİK?

Çünkü kapkaraydı!. Bizim uzayda bize yaklaşan veya uzaklaşan herhangi bir şeyi tespit edip saptayabilmemizi sağlayan yegane şey "ışık"tır! Bu herhangi bir tür elektromagnetik dalga olabilir, radyo, mikrodalga veya görünen ışık farketmez. Bizler bunu algılayabiliriz. Ama karşımızda ışıksız bir canavar var! Ve biz onu hiç bir şekilde göremedik. Sinsice yaklaşmış bize. Evet, biliminsanları son zamanlarda yayınladıkları makalelerde güneş sisteminin yörüngelerinde çeşitli anomaliler gördüklerini rapor etmişlerdi ama emin olun onlar dahi bunu beklemiyordu! Ama artık çok geç. Düşman kapıda.

SAPAN GİBİ FIRLAYAN GÖK TAŞLARI


Dünya, çaresizce böyle bir tehlikeye karşı ne yapacağını şaşırarak düşünürken, biliminsanları bize doğru harekete geçen inanılmaz büyüklükteki gök taşlarının yola çıktığı haberini verdiler. Güneş sisteminin en dışında bulunan kuiper kuşağı na yaklaşan karadelik, buradaki irili ufaklı göktaşları, meteorlar, gezegenimsiler ve diğer ne varsa aheste aheste gezindikleri, bulundukları yerden kütle-çekim etkisini kullanarak buraya doğru adeta sapan gibi fırlattı. Akıl almaz hızlarda üzerimizde doğru irili ufaklı manyakça göktaşları geliyor.

GEZEGENLER ARTIK ESKİ YERLERİNDE DEĞİL!

Gittikçe güneş sistemi içerisine giren karadelik, o devasa, akıl almaz büyüklükteki Uranüs, Neptün ve hatta Jüpiter'in milyarlarca yıldır, tahmin edilebilen ve dengedeki yörüngesini, kütleçekimsel pertürbasyon etkileriyle birlikte bozdu. Jüpiter'in yörüngesinin bozulması demek, artık güneş sisteminin 'Ruhuna Fatiha' demektir. Çünkü Jüpiter çok büyük bir kütledir. Güneşin uzak uç beyliği gibi düşünebilirsiniz. Güneş sistemindeki kuyruklu yıldızlar, göktaşları, dünya, mars ve hatta güneşin kendi yalpalama sapması dahi Jüpiter'e göbekten bağlıdır. O kadar hassas ve muntazam bir dengededir ki, böyle bir karadelik kütleçekimsel bozma etkisiyle, yörüngesi kolaylıkla bozulabilir. Ama bakın dikkat edin, onun yörüngesini ancak bu tarz ekstrem birşey bozabilirdi ve artık o da oldu. Jüpiter'in yörüngeden çıkmasıyla , etrafındaki bütün uydular ve dünya, venüs, mars gibi iç gezegenlerin hepsi yörüngelerinden çıkarlar. Artık nereye gidecekleri tamamıyla şansa bağlıdır. Doğrudan güneş'in içine doğru da fırlatılabilirler, ya da dış uzaya soğuk ve buz gibi akıbetlerine doğru da yol alabilirler. Ama bilinen çok net birşey var ki artık hiç bir zaman eskisi gibi olmayacaklar ve hiç bir zaman o güvenli, güzel yörüngelerine giremeyecekler. Hoş! girseler bile çok uzun bir ömürleri kalmadı artık!!!


Resim Kaynağı


YAVAŞ YAVAŞ YUTULAN GEZEGENLER

Şimdi artık şunu söyleyeyim; artık güneş sistemimiz o eski huzurlu yer değil. Bilakis, neyin nereden nasıl ve ne zaman çıkıp gelivereceğini bilemeyeceğiniz acayip anormal bir kaosistan!!! Her gün dünyaya göktaşları çarptığını ve anormal anormal depremlerin peydahlandığını düşünün. Hiç akla hayale gelmeyen yerlerden ucube ucube yanardağlar patladığını düşünün. Evet artık ahir zamana geldik. Çok belli! Muhtemelen gök yüzümüzde de o #interstellar 'da ya da bazı bilimkurgu veya belgesel yapımlarında gördüğümüz görüntüyü göreceğizdir. Hani var ya ufukta bir gezegeni böyle parçalayarak tıpkı bir elektrikli süpürge gibi çeken şey görüntüsü! İşte biz onu göreceğiz gök yüzüne bakınca. En yakınımızdaki gezegenlerin, Jüpiterin ve diğer bir çok gök cismimizin gözümüzün önünde, o korkunç aç siyah şey tarafından çatır çatır parçalanarak yok edildiğine tanık olacağız ve gözyaşları ve çaresizlik içinde televizyonlar bizlere bu görüntüleri izletecek.


Resim Kaynağı


KIYAMET GÜNÜ!

Yoluna çıkan her şeyi elektrikli süpürge gibi yalayıp yuttuğunu gördüğümüz o ürpertici kara şeyin, artık bize iyice yaklaştığını hissediyoruz. Zaten son zamanlarda gezegenimizde garip garip yanardağ patlamaları ve depremler oluyordu. Hatta pasifik okyanusuna iki tane kayda değer etki yaratan ve yüz binlerce kişinin ölümüne neden olan gök taşı çarpma vakası oldu. Ama bu defaki biraz daha farklı! Son günlerde insanlarda durduk yere baş dönmeleri ve kusmalar gerçekleşiyor. Çok garip bir şey daha oldu: Arabanın birisi giderken, 25 saniyeliğine havalandı ve tekrar yere indi. İnsanlar da kalp krizi vakaları inanılmaz derecede artmaya başladı. O kadar çok med-cezir yaşanıyor ki bunun ayla alakası olmadığı aşikar. Dünyanın her yerine tıpkı 2011 yılında Japonya'dakine çok benzer şekilde tsunamiler var. Her şey havaya uçmaya yatkın vaziyette gibi.

Evet gerçekten de böyle olur. Dünyamıza yaklaşmakta olan karadeliğin çekim etkisine (olay ufkuna) düşersek, dünyamızın önce atmosferi karadeliğin içine büyük bir hızla çekilir. Sonra yerkabuğu parçalanarak karadeliğin içine girer ve manto ve çekirdek ve dünyadan geriye kalan herşey! Sonumuz bu şekilde gelecektir.


Resim Kaynağı


BİR TARİHİN SONU

Bizi ve diğer bütün küçük gezegenleri paramparça edip içine çeken karadelik, en sonunda bize de hayat veren büyük baba ile güneşimizle karşılaşacaktır. Evet, güneşi içine çekmesi öyle kolay olmayacaktır belki yüzbinlerce yıl sürer. Hatta belki güneşin kütlesinin önemli bir kısmı yalnızca onun güneş olmasını sağlayacak bütünlüğünü yitirecek ve karadeliğin etrafında dönen bir diske dönüşecektir. Nice ulusların yaşadığı, nice savaşların-barışların, çok çeşitli yaşam hikayelerinin yaşandığı, nice destansı olaylara ev sahipliği yapan dünyamızla birlikte güneşimiz de tarihin tozlu sayfalarında yerini alacak ve yüz milyonlarca yıl boyunca karadeliğin yörüngesinde dönen bir toz ve gaz enkazı haline gelecektir. Belki de böylece, kim bilir , evrendeki tek yaşam da bu şekilde yok olacaktır.

NE YAPILABİLİR ?

Şu anki teknolojimizle hiç bir şey!!! Bu bizim kaçınılmaz sonumuz olacaktır. Ancak, güneş sistemimizin içine girmemesi, sistemi pas geçip gitmesini umar ve bunun için dua edebiliriz. Ancak, bu olay bilmiyorum ama belki bir 100 milyon yıl sonra insanlığın başına gelirse, belki o zamanki teknolojimizle güneş sistemimizi terk edip başka yıldızlarda kendimize bir ev arayabiliriz, kimbilir?!!


animasyonum.gif

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center