Bursa Efsanesi

Hazreti Süleyman eskiden tılsımlı mührü sayesinde dağa taşa hükmedermiş. Tahtı peri işi bir tahtrevanmış. Dünyanın dört bir yanını gezebilirmiş.

Birgün sağına soluna vezirlerini alıp havalanmışlar, göz açıp kapayana kadar Uludağ'ın eteklerine gelmişler ve buranın güzelliğine hayran kalmışlar.

Vezirlerden biri "Ey benim Sultan Efendim burası çok güzel ama güzelliği görecek insanlar burada olmadıktan sonra ne yararı var" demiş. Hazreti Süleyman bu söze hak vermiş, ve mühürünü basmış. Diğer vezir de "Sultanım burası çok güzel, kuşların sesi cıvıl cıvıl ama insan sesi daha güzeldir" demiş. Hazreti Süleyman haklısın demiş ve buraya bir saray bir köşk yaptırıp, bir de taht yapmaya karar vermişler. Ama bu güzel yere bir cin kavmi de göz koymuş. Bu cin kavmi ile, başka bir kavim binlerce yıl burası için kavga etmişler. Hazreti Süleyman'ın mühürü üzerine periler suya dalmış, suyu boşaltıp ortaya suyun altındaki şehri çıkarmışlar. Dağ perileri dağa tırmanıp mermer getirerek sarayı kurmuşlar.

Hazreti Süleyman da bu esnada kuşun kanadında heryere haber gönderip insanları buraya davet etmiş, gelen ela gözlü insanlar buraya yerleşmiş. Belkıs Sultan da saraya gelip tahtına oturmuş. Böylece insanların yaşadığı bir şehir olmuş. Sağ vezir baktığında Cennet Burası demiş. Sol vezirin ise kulakları iyi duymadığı için Cennet Bursa anlamış ve şehrin adı Cennet Bursa olmuş.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now