ÖLÜ ÇOCUKLAR COĞRAFYASI...

(3 yıl önce 6-12 yaş aralığında Humus da 46 çocuğu cennete gitmek için öldürdüler)

Onlar'ın Anısına...

Çocuklar neden vurulur-neden öldürülür ki?

Her ömür öldürülmese bile ilk olarak çocukluğundan mı vurulur?

Çocukların belki de tek suçları doğup gözlerini bu hayata açıp dünyaya gelmekti.

Cehennem olmuş bu yeryüzünün coğrafyasında doğmak ve büyümek için mücadele etmek; bu öldürülen çocukların tercihi değil ki.!
Bir çocuğun en büyük hayali büyümektir.
Bölge coğrafyasında büyümeyen ve hep çocuk olarak kalan ölü çocukların acısını taşıyamaz olduk; bu acıyla yaşamak bölge insanın kaderi haline dönüştü.
Diyarbakır’da havan mermisinin minik bedenini parçaladığı Ceylan Önkol, sırtından 9 kurşun çıkarılan Uğur Kaymaz, Gezi direnişinin bir başka adı olan ve ölüme yüzlerce gün direndikten sonra kendi uyuyup hepimizi bir nebze de olsa uyandıran Berkin Elvan, polis ve faşistlerin ortaklığında kalleşçe öldürülen Ali İsmail, uzun yıllar öncesinde Küçükarmutlu'da polis panzerinin altında ezilip kalan yedi yaşındaki küçücük bedeniyle Sevcan, Cizre'de polis kurşunuyla katledilen Nihat Kazan ve devletin yasal kurşunu-bombasıyla katledilen onlarca-yüzlerce çocuk; tüm bu çocuklar ve daha fazlası yaşadığımız ülkede öldürüldüler.

Ve hemen yanı başımızda Humus-İkrime'de ılımlı muhalif bombalarının hayallerini yok edip hep 6-12 yaşında bıraktığı çocuklar. Tıpkı Hiroşima'da, Filistin'de kıyıma uğramış binlerce çocuk gibi, o ölü canlar, ölü düşler, ölü çocuklar.
Annelerinin asla unutmayacağı fakat tüm dünyada tek-tük insanların arada-sırada hatırlayacağı çocuklar olarak kalacaklar. Bir heykeltıraşın ellerinden çıkmış heykeller nasıl hep aynı ve cansız kalacaksa İkrime'nin çocukları da hep aynı yaşta kalarak asla büyümeyecek ve gülen yüzleri sadece resimlerde kalacaktır.

Büyümelerini durdurup onları öldüren ılımlı muhalif bombalar ne ülkemizde, ne bölgemizde, ne de dünyada yankı yapmadı-yapamadı veyahut yankı yapılmasına izin verilmedi. Oysa çocuklar ölürken-öldürülürken sessiz kalmak ne gazetecilik ne de siyasettir.
Çocuklar öldürülürken susmak-suskun kalmak, insan olmak-insanlık değildir.!

En büyüğü 14 yaşında olan bu çocukların ülkelerinde adlarına İkrimenin Melekleri denildi.

Meleklerin katledildiği; şeytanların katledip egemen olduğu bir dünyayı biz büyümeyen çocuklar olarak ne yapalım ki? Ret ediyoruz…!

Ölüm çığlıklarının sesi-yankısı olmayan İkrime'nin Melekleri Alevi olmayıp Sünni olsaydılar, doğulu Hristiyan değil de batılı Hristiyan olsalardı, tüm dünya çocukları ile ebeveynleri empatiyle yaklaşıp yeni çocukların eğit-donatılmış ılımlı muhalif bombalarına maruz kalmasın diye tepki koyarlar mıydı? Bilinemez..

İki yüzlü dünya ve çok yüzlü egemenleri İkrime'nin çocukları gibi daha önceleri de Hiroşima'da, Filistin'de, Bosna'da, Halepçe'de ve dünyanın farklı yerlerinde binlerce çocuğu öldürttüler ve kimine ağlanıp kimine ağlanmayacağını onlar karar verip öyle tembih ettiler.

Humus-İkrime'de öldürülen çocukların kimi 3. sınıfa, kimi 5, kimi 7 bazıları 8. sınıfa giden okul çocuklarıydılar; halbuki onları öldüren bombalar birinci sınıftı ve küresel batılı güçlerin ılımlı muhaliflere teslim ettiği bombalardı. Belki de sırf bu nedenle dünya böylesine bir katliamı 1. gününde unuttu, İkrime'nin melekleri unutuldu..!

Çocukların dini-mezhebi farklı olunca insanların çoğunun belleği neden algılarını kapatır ki? Oysa hangi çocuk ırkından, dininden, mezhebinden ne kadar-nasıl farkındalık yaşar bilemeyeceğiz.. fakat bir çocuğun sadece çocuk olduğunu ve büyüdükçe ona yapıştırılan tüm etiketlerin gereksiz olduğunu biz büyümeyen çocuklar olarak iyi biliyoruz..

Ürdün'de bir uçağın pilotu, Fransa'da bir karikatüristin yaşına gelmedikleri için İkrime'nin her bir meleği sırf bu nedenle o batılıların çoğu zaman gözlerimize soktukları gazetelerinin puntolarında yer almamış olabilirler mi?

Ülkemizde Suriye'de yaşananları yakından takip eden bir avuç insan olmasaydı biz de duymayacaktık, ne İkrime'nin ismini ne de İkrime'nin meleklerini-büyümeyecek olan ölü çocuklarını…

Belki de çocuklar için İkrime'nin dünya haritasındaki yeri enlem-boylam farkıyla büyük bir hataydı, neden tüm nefretlerin üstüne çekildiği bir coğrafyada doğar ki çocuklar?

İkrime'nin melekleri, Berkin, Ceylan, Sevcan, Uğur ve burada adlarını sayamadığım büyümeyecek olan ölü çocuklar-yaşayan çocuklar bu coğrafyanın talihsiz Arap, Kürt, Türk çocukları bu dünyanın adaletsiz yaşantısına çok ağır gelmiyor mu?

Bu kadar çocuk ölürken-öldürülürken nasıl bu kadar rahat olabiliyor ve rahat yaşayabiliyoruz ki?

Sizi bilmem ama biz büyümeyen çocuklar olarak hiç rahat değiliz..!

Bu dünyayı terketmek istemediğimiz halde; bu dünyayı borçlu olduğumuz çocukların terketmelerini nasıl izliyor, nasıl izin verebiliyor ve nasıl ses etmiyoruz?

Bir çocuğun oyuncakları olur mezhebi değil.!

Bir çocuğun düşleri olur dini değil..!

Bir çocuğun yüzünde gülüşleri olur ırkı değil…!

Bir çocuğun yaşayacağı bir hayatı olur, okulları bombalanamaz..!

Ölüp giden her bir çocuk çocukluğumuzdan bir şeyleri alır öyle çekip gider ve bu hayat da kaldıkça bizler; geçen her bir gün çocukluğumuzu belleğimizdeki anılarımızdan alır ve yitip gider ..

Çocuklar öldükçe Çocukluğumuz-Çocuklar-Çocukluk tükeniyor.. yetmez mi artık?

Öğrendiğim başka bir şey de bu sabah iç güvenlik paketinin yasallaşması ve bu saatten sonra öldürülen her çocuğun yani Berkin, Nihat, Ceylan ve diğerleri gibi sokak ortasında linç dahil mermi dahil bomba dahil her şekilde öldürülebileceğinin olağan ve sıradan sayılabileceği yeni döneme girilmiş olduğunu tüm dünyaya duyuran bir ülkeyiz artık)

Not: Yemen'de Suriye'de,Irak'da'Kürdistan'da ve kadim coğrafya ortadoğunun bir çok ülkesinde insanların üzerine BOMBAlar yağdırılıyor… en büyük zararı yine çocuklar görecek..!!
Papi1506946664036.jpg

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center