This content was deleted by the author. You can see it from Blockchain History logs.

Zaman Neden Hep İleri Akar? Zamanın Okları🕒🕒


Resim Kaynağı



Bu soru çoğu zaman aklımıza hiç bu şekilde gelmez. "Zaman tabiki hep ileri akar ya ne olacaktı" diyeceğizdir. Ama öyle olmak zorunda değil. Bu biz bizi bildiğimiz andan beri böyle olmak zorunda olduğunu hissettiğimiz şeylerden birisi olduğu için "zaman tabiki hep ileri akar ya ne olacaktı" deriz.



Ancak zaman geriye doğru da akabilirdi. Yani nerenin ileri nerenin geri olduğu tanımlaması tamamıyla biz insanların belirlediği bir kavramdır. Şöyle bir evren düşünün; geleceği hatırlıyorsunuz, büyük ve yaşlı iken yaşama başlıyor ve gittikçe küçülüyorsunuz. Yere atılan ve paramparça kırılmış bir cam şişe eğer isterseniz aynı şekilde yukarı doğru çıkıyor ve çıkarken en ufak parçalarına kadar tekrar birleşiyor (Tıpkı bir film şeridinin geriye doğru sarılırken gördüğünüz görüntü gibi).



Ama böyle bir evrende yaşamıyoruz. Zaman sürekli tek bir yönden tek bir diğer yöne doğru akıyor (one way ticket). Çoğumuz biliriz aslında zaman da bir boyuttur. En, boy ve yükseklik gibi bir boyut. 4. boyutumuzdur. En, boy, yükseklik mekansal boyutlardır ve bu mekansal boyutlarda ileri gidebildiğimiz gibi geri de gidebiliriz. Ancak zamanda sadece ve sadece ileri gidebiliriz. Hatta biz istemli olarak gitmeyiz, kendisi akar gider. Ah keşke geçmişe istediğimiz an gidebilseydik...

Eğer zaman da bir boyutsa neden istediğimiz gibi onda da ileri geri sağa sola yukarı aşağı gidemiyoruz? Buna neden olan şey ne? diyebilirsiniz. Cevap tek: "Zamanın Okları". Aslında Britanyalı Sir Arthur Eddington'un düşüncesi olan bu teoriye göre zaman sadece tek bir yönü olan 3 çeşit oka sahiptir. Bu 3 ok da ayrı hep aynı yönü gösterirler: Geçmişten, Geleceğe...

ENTROPİK OK, KOZMOLOJİK OK VE PSİKOLOJİK OK



Entropik Ok ile Başlayalım. Evrende herşey düzenli bir halden düzensizliğe doğru gitme eğilimindedir. En çocuksu örnek şöyle verilebilir; bir parfüm şişesi içerisindeki gaz molekülleri dışarıda olacakları hale göre daha birbirlerine yakın ve düzenlidirler. Ama bu parfümü odanın bir köşesinden sıkarsanız, sıktıktan belli bir süre sonra odanın diğer köşesindeki arkadaşınız (ve hatta diğer köşelerde bulunan arkadaşlarınız da) size; “aa ne güzelmiş bu parfüm, adı ne,nereden aldın” demeye başlarlar. Çünkü o düzenli haldeki gaz moleküller odanın dört bir köşesine difüz ederek yayılmış ve burunlara varmıştır, artık daha düzensiz haldedir.

Bir başka örnek de aslında evrenin başlangıcı olan büyük patlama üzerinden verilebilir. Tam patlama "anında" koskoca bir evrenin tüm kütlesi ve enerjisi, küçücük bir noktada sıkıştırılmış bir şekilde yanyana ve süper-düzenli halde bulunmaktaydı. Ama patlamayla birlikte "zaman"la birlikte birbirlerinden ayrılarak süper-düzenli halden düzensiz bir hale geçti. Bir başka örnek de bir suyun içine sıcak su döktüğünüzde içine döküldüğü suyun çeperlerine kadar yavaş yavaş yayılarak ısıtması olabilir. Bunun gibi herşey örneklenebilir. Bu durum bir fizik yasasıdır. Öyle ki bu yasa, bu evrende geçerli olmasaydı yaşam hiç bir şekilde varolamazdı. Bu yasa termodinamiğin ikinci yasası olan ‘entropi’dir.

“Isı, soğuk bir bölgeden sıcak bir bölgeye anında akamaz; başka bir deyişle, belirli bir sıcaklık derecesindeki ısı, tamamen işe dönüşemez.”

Termodinamiğin ikinci yasası yukarıdaki gibi tanımlanmaktadır.
Dolayısıyla, evrendeki entropik zorunluluktan ötürü (yani düzenliden düzensize gidiş) entropik ok tek yönlüdür.


Boltzmann'ın Mezarının Üzerinde Entropi'nin Formülü Yazılıdır.Kaynak



Kozmolojik Ok, aslında entropik okla göbek göbeğe bağlıdır. Evren safi enerji noktasıyken ultra, inanılmaz bir düzende bir aradayken bir atom çekirdeği kadar küçük bir noktaya sıkışıktı. Büyük patlama gerçekleşti. Bu yaklaşık 13,7 milyar yıl önceki bir "an" da oldu ve günümüze kadar geldi. Aslında bir anlamda bu "patlama" hala gerçekleşmektedir, diyebiliriz. Açıkçası evren şu anda !! neredeyse ışık hızına yakın !! bir hızda inanılmaz bir hızda genişlemektedir. Tıpkı bir bombanın patlama cephesinin genişlemesi gibi. Bu genişleme de tek yönlüdür ve sürekli birbirinden ayrılmayı ve de düzensizliği beraberinde getirmektedir. Evren sürekli ısı yaymaktadır! Öyle bir an gelecek ki günün birinde evrende kullanılabilir hiç bir enerji kalmayıp bütün enerji yalnızca yararsız ısıya dönüşmüş olacaktır. Bu gidişatın Yönü de tek yönlüdür.

Psikolojik ok ise bizim algı ve beyinsel çalışma mekanizmamızla alakalıdır. Bu da tek yönlüdür. Şöyle ki, beynimiz de tıpkı bir bilgisayarın çalıştığına benzer bir ilke ile çalışır. Hafızaları tutma biçimi, o nöronlara o bilginin "kaydedilmesini" ya da "kaydedilmemesini" söyleme şeklinde çalışır (tıpkı bilgisayardaki 1 ve 0 gibi). Bütün bunları da neden sonuç ilişkisine göre gerçekleştirmektedir. Eğer neden varsa sonuç da vardır (yani nedenden sonuca....), sonuç varsa nedeni de vardır (yine nedenden sonuca....). Etkiye bir tepki olmak zorundadır. Beynimizin neden-sonuç ilişkisine göre çalışması da bu etki-tepki prensibine çok benzerdir. Tepki, herhangi bir etki olmadan ortaya çıkmayacağından her hangi bir sonuç ortada neden yoksa meydana gelemez. Beyin bunu böyle bilir, böyle algılar. Dün olan bir olay nedeniyle bugün bunu yaşıyoruzdur beyin için. Ya da şu an ben birşey yaptıysam bunun sonucunu "şu andan" sonra göreceğimi çok iyi bilirim. Şu an yaptığım bir şeyin sonucunu "2 gün önce" göremem. Böyle birşey olamaz. Burada da neden'den sonuca, etki'den tepkiye şeklinde tek yönlü bir ok vardır.

Sabırla Okuduğunuz için Çok Teşekkürler, Lütfen takip edin, yorum yapın, upvote edin....