Çocukluğum.

Ne güzeldi çocukluğum. Sokaklardan eve girmeyen. Her tarafım toz toprak içinde düşe kalka büyüdüğüm o günler ne güzeldi. Derdim yokmuş o zamanlar benim ben bunu anladım. Büyüdükçe dertlerde artıyor. Küçükken büyümek isteyenler büyüyünce küçülmek istiyor. Ah bir bilseniz nasıl istiyorum o günlere dönmeyi..
Şimdiki çocuklara bakıyorum ellerinde telefon dijital ortamdan başka bildikleri bir şey yok. Ne saklambaç oynuyorlar, ne yakartop.. Herkes evinde bilgisayar ya da telefon başında. Parkda bile oynamıyorlar artık. Asıl hayat dışarıda!
Benim çocukluğumda yoktu ki android telefon. Bilgisayarı olan arkadaşım bile yoktu nerdeyse. Ben hep arkadaşlarımla oyunlar oynardım eve girerdim ailemle vakit geçirirdim. O günler ne de çabuk geçti. O zamanların değerini büyüyünce anlıyor insan. Şimdi bunları yaşayacak vaktim yok.
Ben en çok da hevesle aldığım bayramlıklarımı giyip arkadaşlarımla toplanıp herkesin bayramını kutladığım günleri özledim. Şeker verince üzülürdük para verdiklerinde ise mutluluktan havalara uçardık hemen bakkala gidip kendimize oyuncaklar alırdık. Şimdi ise öyle mi? Nerdeeee!! Anca 3-4 çocuk geliyor o kadar. İçimden diyorum keşke yaşlarının kıymetini bilseler..
En iyi öğrendiğim şey ise insan yaşından büyük davrandığında büyüyünce hemen sıkılıyor her şeyden bir özelliği kalmıyor. Her şeyi yaşında yaşamalı insan. Ama ne olursa olsun kaç yaşında olursa olsun içindeki çocuğu öldürmemeli onu hep içinde yaşatmalı insan..
Bir gün büyüyünce ben çocukluğumu yaşamamışım be dememeli, çocukluğunu yaşamalı insan... image

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
4 Comments
Ecency