Renklerin İçinden
Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Kaz Dağ'larının eteklerinde muhteşem doğa ile yolculuğumuza devam ederken bir taraftan da fotoğraf kareleri almayı ihmal etmedik. Yolumuz uzadıkça daha da keyif almaya başladık yolculuklardan....
O dümdüz patikalardan yolları zeytin ağaçlarına çıkan tarlalar ve mis gibi bahar kokan meşelik ormanlar, kuş cıvıltıları içinde bizleri huzur ile selamladı.
Gideceğin yoldan eminsen, engeller dinlenme noktan olmaktan öteye gidemez.
Paulo Coelho
Renklerin dili olsa ilk söyleceği şey "Gök Kuşağı" olurdu.
Çiçekleri karelemek ve olduğu gibi gözlerimizin seçtiği renkleri ufacık karelere sığdırmak insanda müthiş bir duygu yaratıyor. Daha önceki postlarımda da belirttiğim gibi yolculuk etmek ve fotoğraf çekmek, size sadece deneyim ve eğlenceli saatler değil, ruhunuzda dinginlik, farklı bakış açıları ve doğaya karşı saygı-sevginizi artıracaktır.
Bu yüzden diyorum ki, ne çektiğiniz değil, nasıl paylaştığınız önemlidir.
Bir Palamut Hikayesi
Son olarak her zamanki gibi sizleri güzel bir yol şarkısı ile baş başa bırakıyorum.
İyi yolculuklar....!