Steemit Röportajları #4: Sahinadm

Merhaba arkadaşlar,

Bugünkü röportajımı @sahinadm ile yaptım. Tabii ki çok keyifli oldu :) Kendisine bu kadar güzel ve ayrıntılı yanıtlar verdiği için çok teşekkürler. Okurken bana hak vereceksiniz.

Sahinadm'i aranızda tanımayan pek yoktur. Kendisi Steemit'te #edebiyat taginin ve projesinin kurucusu bir edebiyat aşığı, şair, sanat tutkunu olmasının yanı sıra grafik analizleri ile de bilinmekte. Pozitif enerjisi hiç bitmeyen insan. Kendi tabiri ile güzel insan :) Üstelik çevresindeki herkesleri de güzel insanlara dönüştürme potansiyeline sahip biri.

Dilerim hayat seni kendin gibi gönlü güzel insanlarla karşılaştırır hep @sahinadm. Seviliyorsun güzel insan 🌼

Unutmadan sevgili @tahirozgen çok eğlenceli hayali röportajlar serisine kaldığı yerden devam etmekte. Bugün sevdiğimiz bir başka arkadaşımız olan @arafs 'ı köşesine konuk etmiş. Hala okumadıysanız göz atmanızı öneririm :)

Sahinadm İle Röportajım


Damla: Merhaba @sahinadm, benimle röportaj yapmayı kabul ettiğin için teşekkür ederim. Steemit'te aktif çalışmalarından dolayı çoğu kişi seni tanıyor ama, tanımayanlar için kendinden bahseder misin?

Sahinadm: Merhaba, @damla. Evime hoş geldin. :) Bu güzel röportaj uygulaması için beni de seçtiğinden asıl müteşekkir olan benim. Röportajlarınla Steemit’in son dönemlerdeki karamsar havasına renk katıyorsun.

Kendimden bahsedebilmem için sanırım önce kendimi bulmam gerekiyor. Bir dakika şöyle bir bakmam lazım; ama… Hmm, sıkıntı. Neyse tamam. Ben, ortalık bir adamım. Yani her meselem ortadır. Orta derece bir hayatım var. Orta derece eylemlerim var. Orta derece bir zekâm var. Orta derece fikirlerim var. Okulda hep orta ile geçerdim mesela. Böyle uçlarda yaşamayan, tanrısıyla anlaşamayan ve bunu cezası olarak da hayatının bazı dönemlerinde öğretmen, bazı dönemlerinde tarla işçisi… Evet, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim. Okulu 3 yılda bitirdim. Çok fazla orta zekâlı biri olduğum için bir an önce benden kurtulmak istediler.

Steemit içinde girişken, üşengeç olmayan, sosyal biri gibi anlaşılıyorum sanırım. Dışarıda çok konuşkan ve ya bir şeyleri sürekli kovalayan biri değilim. Biraz daha özele inebilirim. Bir kız bir oğlan iki çocuğum var. Ben kendim tipsizin teki olduğum için kendi resimlerim yerine çocuklarımın birkaç tane fotoğrafını gösterebilirim.


Fotoğraf: @sahinadm

Çocuklarımın yaşantı zenginliğine önem veririm. Çocuk mutlu oldu mu başarılı olur. Mutlu etmeyi sadece çocuklarım veya diğer çocuklar için değil yetişkinler için de isterim. İnsanların iyiliği için uğraşan bir halk kahramanı değilim; ama insanların mutlu olmasıyla ben de mutlu oluyorum. Kadına değer veririm. Annelere değer veririm. Kendi annemi ben çocukken pek anlayamadım; ama çocuğumu büyüten bir anne ile yaşadığım için annelerin ne büyük emekçiler olduğunu biliyorum. Cinsiyet ayrımına asla girmedim; fakat kadınların çilekeş insanlar olmalarından ötürü üzülmüşümdür her zaman.


Teşekkür ederim bu güzel açıklamaların için. Peki Steemit.com ile nasıl tanıştın?

Steemit ile Bitcoin’le uğraşmaya başladıktan sonra tanıştım. Önceleri BTC/TRY trade ediyordum. Altcoinlerle ilgilenmiyordum. Ama aklımda hep şiirlerimi paylaşabileceğim blockchain tabanlı bir sistem vardı. Kendim orta zekâlı olduğum için yapamayacağımı biliyordum. Keşke yapsalar da katılsam, diyordum. Yabancı borsalara açıldığımda önce POE sonra da STEEM’i fark ettim ve araştırmalardan sonra: “Ulan o sistem zaten varmış.” dedim. Hiç zaman kaybetmeden üye oldum ve Steemit.com maceram başlamış oldu.

Profilini takip edenler şiirler yazdığını bilirler. Şiir yazmak hayatına ne katıyor? Genelde hüzünlenince mi şiir yazarsın?

Genelde hüzünlenince değil, kızınca şiir yazarım. Bir de başım ağrıdığında. Zaten şiirlerimin sağlıklı bir beyinle yazılmadığı anlaşılıyor. Bazen de beynimi yok sayıp yazıyorum. Beynimi yok sayarak yazdığım için henüz basılmamış kitabımın adını da Sekte-i Us olarak belirledim. Basmayı da düşünmüyorum şu an. Çünkü beynimi son yoksayışımdan beridir bulamıyorum.

Neyse burada biraz normalleşmeye çalışayım. Şiir benim hayatıma düşünülenden daha fazlasını kattı. Bir kere şiir aksanımı düzeltti. Benim şiirim insanın kendini ifade edemeyişini ifade ediyor. Şiirim, çok yoğun ve karmaşık duygularımın ürünü oldu her zaman. “Hocam herkes zaten her gün bir sürü karmaşık duygu içine dalıp dalıp çıkıyor.” Hayır öyle değil. Gerçekten nasıl direksiyonsuz bir hayat sürmeye çalıştığımı herkes bilmiyor. Evet şair ister istemez kendinden bir parça alıp şiirine yerleştiriyor. Ben her şiirimi kendimden bir parça sayıyorum. Kendimden olan bir parçayı (şiiri) sana sunduğumda sen benimle aynı duyguları (aynı parçayı) paylaştığını düşünebiliyorsan işte o zaman şiir, gerçek şiir oluyor.

Edebiyatçının bir poetikası olmalı. Bu poetika çerçevesinde yazarsın ya da çizersin. Bu, at gözlükleri ile ilerlemelisin, şeklinde anlaşılmasın lütfen; lakin bir tertip ve düzen üzerine kurulmuş edebiyat anlayışı ile hareket etmelidir şair veya yazar. Bende evet bir poetika var; fakat bu, düzensizlik üzerine kurulmuş bir fikirler bütünü oluyor. Yani belli bir edebi akıma bağlı kalmıyorum; ama genel olarak bakıldığında sanırım çoğunlukla sürrealist, biraz gotik ve dadaist çizgilerin birleşiminde bir yerde duruyorum.

Şiiri yazarken ‘bunu insanlar okuyacak ve fikir beyan edecekler’ diye bir kaygıya düşmüyorum. Asıl istediğim zaten okurun anlamakta zorluk çekmesi. Anlamak için uğraşması. Şiir duyguları apaçık ortaya koyan bir araç değil, o duyguları hissetmeye götüren bir uğraş olmalı. Bu bakımdan benim şiirimi anlamışlar veya anlamamışlar, sevmişler ya da sevmemişler gerçekten umurumda değil. Ben kendim beğenmiyorum çünkü. Şiiri yazıp kenara koyduktan üç beş yıl sonra tekrar okuduğumda ‘bunu nasıl bir kafayla yazmışsın olum’ diye kendi kendime hayret ederim. Beğendiğini söyleyen insanlara da şaşkınlıkla bakıyorum. Bozulmasınlar, üzülmesinler diye teşekkür ediyorum. Çünkü şiirim bir şey anlatmıyor. Bir şey anlatmayan şiir, bir şey uyandırabilir mi biliyorum. Şöyle bir örnek verebilirim: Yıllarca şiir yazdım ama sadece bir tane aşk şiiri yazmış bulundum. Onu da nasıl yazdım bilmiyorum. Sanırım nişanlıyken fazlaca aşka gelmişim. Oysa hiç de bir kadına yazılmış gibi durmuyor. Bu kadar konuştum ama umarım anlatabilmişimdir. Ben bazen kendimi ifade etmekte zorlanırım da. Şu görsel ve altına yazdıklarım biraz daha fikir vermeyebilir. :)


Resim kaynağı

Peki bir de grafik analizleri yaptığını yazılarından biliyoruz. Aslında çok ilginçtir, yani edebiyat ve grafik analizleri çok farklı alanlar. Biraz bahseder misin? Analiz işlerine nasıl başladın? Neler yapıyorsun?

Bunu çok kişi söylüyor. Edebiyat nerede grafik analizleri nerede… :) Aslında matematiğim de iyi değildir. Bir zamanlar anonim takılan bir adamla beraber banka üzerinden döviz ve altın-gümüş alım satımı yapıyorduk. İnternet üzerinden tanıştığım bu adam bize al diyordu, alıyorduk; sat diyordu, satıyorduk. Biz dediğim beş kişilik yine internet üzerinden tanışmış insanlar. Bu adını sanını bilmediğimiz adama nasıl güvendik ben hâlen anlamıyorum. Sanırım zarar ettirmemesinden. Hocam diyeceğim artık bundan sonra ki bize hocalık yapıyordu gerçekten. Balığı hem tutmayı hem de yemeyi öğretti. Yaklaşık bir yıllık eğitimden sonra günün birinde bu işleri bıraktığını ve artık bu yolda bizi yalnız bıraktığını söyleyip gitti. Bunu bilerek yaptı diye düşünüyorum. Kendi ayakları üzerinde durmayı kuzu kendi öğrenir. Ben de kendim öğrendim. Tıpkı yeni doğmuş kuzu gibi defalarca düştüm. Hem de defalarca. Elimdeki tüm parayı kaybedecek derecelere geldim. Sonra kendi grafiğime güvenmediğimi fark ettim ve daha sıkı sarılmaya başladım. Zaten var olan psikolojik sorunlarıma ekonomik sorunlar da eklenmişti.

Hocam gitmeden önce Bitcoin ile tanışmıştık. Ben deneme amaçlı 100 liralık BTC aldım ve beklettim. Bir ay sonra 250 lira olunca beş kişilik ekipte bir deprem oldu. Fiat birimleri unuttuk ve Bitcoin cüzdanları almaya başladık. Birkaç hafta işlem yaptıktan sonra hocam gitti işte. Hocam gidince biz de dağıldık. Ben ekibi tutmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Yabancı borsalarda kaybolduk. Dağıldık. İlk aldığım ve çok kazandığım coin DGD oldu. Yükselişi bitince ETH şahlanmaya başladı, onu da aldım. Çok güzel para kazandım. Bu iş tamam, zengin olacaksın olum, derken ne olduğunu anlamadığım bir biçimde hem kazandıklarım gitti he de sermayem yarıdan fazlasıyla kayboldu. Elimde BNB vardı. Bocaladıkça eriyordum. Trade işini acilen durdurdum ve grafiğimi daha çok geliştirmeye karar verdim. Grafiğime olan güvenimi tamamlayınca ki bu da tüm tecrübeme rağmen aylar aldı. Piyasa çoktan düşüşe geçmiş ve ben iyice umudumu kesmişim. Başka arayışlara çıkmışım ki o sıralarda Steemit’e yeni gelmişim. :) Her neyse bir taraftan Steemit, bir taraftan borsada alım satımlar derken kripto piyasasına iyice alıştım ve sonunda çok çok az bir miktarla ev sahibi olabilecek kadar kazandım ve paramı çekip fiat birimlerden kazandıklarıma ekleyip ev aldım. Bana öyle bakma @damla. :) Evet kripto para piyasasına 100 lira sermaye ile girdim ve ev aldım. Bu çok normal bence. :D

Tabii tabii. Herkes bu piyasaya 100 lira sermaye ile girip ev alır zaten. Çok normal :) Peki, teşekkürler samimi açıklamaların için. Steemit'e dönecek olursak burada neler yapıyorsun? Hangi projelerde görev alıyorsun?


Fotoğraf: @sahinadm

Steemit’te #tr faydasına çalışan proje işlerine ilk önce @edebiyat projesini başlatarak girdim. Bu serüveni hemen hemen herkes biliyor sanırım. Steemit Edebiyat Hareketi ile başladığımda yine burada olan yazarlar vardı. Yani @edebiyat’ın bebekliğini biliyorlar. Sen de dahilsin. Projemi sürdürebilmem için yarışmalara ihtiyacım vardı ve herkes gibi sen de bana kucak açtın. Finansal olarak ve ruhsal olarak yanımda olanlar kendilerini bilirler. Teşekkür ederim hepinize.

Şimdi ise @trproje çatısı altında tüm #tr projelerini kapsayan yeni bir oluşuma @edebiyat’ı dahil ederek @hosgeldin ekibi ile beraber yürüyoruz biliyorsun. :) Kendi projemiz diye söylemiyorum; bu proje çok saygıdeğer bir proje olma yolunda hızla ilerliyor. Ekip üyelerini Steemit’teki #tr halkından, halktan, seçtik. İnsanların sorunlarını dinleyen, anlayan, çözüme kavuşturmak için didinen bir ekibimiz var. Samimiyeti ile neredeyse tüm #tr yazarları tarafından bilinen ve sevilen ekip üyelerimiz var. Ben işte bunun için seviyorum onları. Bunu sakın ekibini, projesini tanıtmak için söylediğimi düşünmesinler. Bunu yapmak için farklı yollar var. Ekibimi neden sevdiğimi anlatıyorum.

Hakkında buradaki kimsenin bilmediği bir şey?

Ben neredeyse hiç rüya görmem. Bunun bilimsel açıklaması; gördüğü rüyayı hatırlamamak. Nadiren gördüğüm rüyalarda ise kötü olaylar yaşamakla beraber bir de şiir yazıyorum. Şiirlerimin önemli bir kısmının kaynağı rüyalarımdır. Örnek:

bir bukalemun bir bukalemuna bre bukalemun

gel kamufle olalım bak flamingo demiş

bir flamingo bir flamingoya bre flamingo
gel bak bukalemun demiş



Bir şey daha var: Bu röportajı hazırlarken @damla’yı çok uğraştırdım ve bu çok hoşuma gitti. :))

Kullandığın Steem tabanlı uygulamalar var mı? Varsa hangileri?

Partiko kullanıyorum. Sırf hızlı ve bildirim geliyor diye. Önceleri @sahinadm’i bağlamıştım. Sonra @edebiyat’ın gelişmeye ihtiyacı olduğu için onu bağladım. Ufak da olsa süreklilik arz ettiğinden faydalı olacak. Bakalım. :)

Steem'in geleceği konusunda fikirlerini bizimle paylaşmak ister misin?

Steem’in ve diğer altcoinlerin geleceği Bitcoin’e bağlı. Öyle sanıyorum ki çoğu kişi bu konuda hemfikirdir. Bitcoin’in geleceği ise bence parlak. Dünyada hâlâ seven, kötüleyen olduğu kadar haberdar olmayan da var. İşin teknolojik kısmına pek giremiyorum çünkü teknik kelime dağarcığım yetersiz. Eğer önümüzdeki kısa süre içinde Steemit yöneticileri bir an önce yükselmek için can atan piyasayı fark edip duruma göre tavır alırlarsa daha iyi olacak. Zaten tüm Steem’leri borsaya aktarmışlardı. Bunları umarım benim gibi kaybetmemişlerdir. :) Ben yönetimin projelerine sıkıca bağlanması şartı ile Steem ve Steemit’in yolunun açık olduğunu düşünüyorum.

Steemit'te bid-bot kullanımı konusunda ne düşünüyorsun? Bu konuda denemelerin oldu mu?

Bid-botlar sıkıntılı işler. Benim gibi matematik bilmeyen orta zekalılar için gerçekten sıkıntı. Gülme ya, geri zekâlı mı deseydim? :))

Bot kullanmaktan başlarda korkardım. Şimdi de çok cesaretli sayılmam. Çünkü her zaman bir zarar riski var. Özellikle sayacın son dakikalarında bota girilmemesi gerekiyor. Çoğu kişi son dakikaları bekliyor. Birkaç kişi aynı anda bota girdiğinde botun yüzdelik oylama dilimi küçüldüğü için zarar etme olasılığı artıyor. Dikkatli olmakta fayda var.

Burada kendine fikren yakın bulduğun üyeler var mı?

Hmm… Steemit’te etkileşim halinde olduğum tüm arkadaşlarımı kendime yakın hissediyorum. Birilerini burada unutup kırıcı olmaktan korktuğum için kimseyi yazmayacağım buraya; ama illa bir kişi anılmalı mı? Hmm tamam, Allahım bu nasıl oluyor anlamıyorum ama @tahirozgen hem fikren hem de zikren bana çok yakın. Sanki klavye başına sırf Tahir beni rezil etsin diye geçiyorum. Kurban olduğum Allah nasıl bir hikmet vermişse artık adamın bir cümlesi bana şiir yazdırabiliyor. Çirkin de bir şey böyle… Benden daha çirkin bir insan nasıl oluyor anlamıyorum. Gerçekten anlamıyorum. Ben bazen anlamadığımda hiçbir şey anlamıyorum. Hiçbir şey anlamadığım için hiçbir şey asla anlaşılmıyor. Tahir yakınımda oturan bir komşum olsaydı diğer komşuların hayatı nasıl cehennem olurdu anlatmaya gerek var mı?

İkimiz birleşince dünya değişiveriyor. Güneş benim kafama geçiyor ben Tahir’in kafasına geçiyorum. Ay bizi kıskanıyor. Ortalık karma karışık oluyor. Böyle olunca da şiirler saldırıveriyor beynimize. Bizim beynimizden motor sesleri gelmeye başlayınca da atalar sözlerini siliyor tarihten. İnsanlık atasözleri olmadan nasıl yaşar bilmiyorum. Öyle bir şey.

Mesela şu yazısyla bu şiiri bana yazdıran oldu.

bir içim var

bir de benim var

bir iç var benimde ben birimden uzakta
bazen benim de içimde içim de benimde
öyle bir sallanıp durur ki dünya
bir öy var salımda ley dünümde ıp durur

"ıp" demek, gönlünden geçenleri değiştirmeden rahatlıkla söyleyebilmek demektir



Bildiğimiz gibi son dönemlerde maalesef Steemit'ten uzaklaşan bazı üyeler oldu. Buradan ayrıldığına üzüldüğün üye / üyeler oldu mu?

Ya off… Bana bu soruyu neden soruyorsun be @damla… :( Ben, @arafs’ın gitmesi ile yıkılmış bir adamım. Bana bak, ben varken başka kimsenin gitmesini istemiyorum tamam mı?

Tamam diyorum ben kendi adıma :) Yeni gelen üyelere ne önerirsin?


Fotoğraf: @sahinadm

Özgün olmak gerekiyor. Steemit’te üyelere boş yere ‘yazar’ diye hitap edilmiyor. Tamam bir realite var. Bilgi nesnel, olaylar sabit; fakat hayal gücü derin, geniş ve özgün. Hakiki yazar gerçekliği kurgulayarak, kendi benliği ile harmanlayarak okura sunan kişidir.

Bir yerlerden kopyala/yapıştır yapıp yazı getirmeyin. Hemen anlaşılıyor. Okur bunu anlayınca doğal tepki olarak ya downote yapıyor ya da okumuyor bile…Steemit ise çok sert ve katı bir biçimde karşılık veriyor. Biz, Hoş Geldin Ekibi olarak böyle yazıları seçmiyoruz. Listelerde yer vermiyoruz.

Kullandığınız tek bir cümle dahi olsa en azından atıfta bulunun. Blockchain’e girdiğiniz her veri size ait kabul ediliyor. Başlarda güzel gelebilir ama başınız derde girmesin. Bu yüzden alıntı yazıların, görsellerin kaynağını mutlaka belirtin. Yazılarınızda kullandığınız etiketlerin yazınızın içeriği ile alakalı olması gerektiğini unutmayın.

Örnek yazı isteyecek olursanız Hoş Geldin Ekibi üyelerinin yazılarını kontrol edin. Ekipte @tahirozgen var, @avina, @neokuduk, @etasarim, @sudefteri, @baycan, @damla, @maonx @revan746 var. Benim yazılarıma bakmayın gözleriniz bozulmasın. :)

Sizi bilmediğiniz üyeliklere, kuyruklara davet edenlere itibar etmeyin. Önce bir araştırın, sorun. Sonra kabul veya reddedersiniz. Spam yapan kişi veya kişilerden uzak durmaya çalışın. Her önünüze gelen linke tıklamayın.

Beni sevin. :))

Röportaj sorularımı nasıl buldun?

Yani, şey.. :) Hayır ya zor değildi sorular.

Son olarak bu yazıyı okuyanlara ne söylemek istersin?

Yeni gelen yazarlar olsun, kadim yazarlar olsun herkese ulaşmaya çalışan projeler var. Bu projelere katılın, destek olun. Çünkü bunlar Steemit’te Türkçe varlığını koruma çabası içindeler. Her şeyden önce birliktelik geliyor bu platformda. Projelere yaptığınız her katkı bir şekilde size geri dönüyor. Yani eğer bir kazanç söz konusu ise bu ancak ve ancak el ele hareket edince oluyor. Projeler kesinlikle karşılık beklemeden, gönüllü olarak yürüyor. Ama bir upvote yapmayı düşünecek kadar duyarlı olmak gerekiyor. Bir yorum yazıp teşekkür etmeyi düşünebilmek gerekiyor ki benim şahsen en çok mutlu olduğum şeydir bu. Hesapları güçlü olan üyelerin projelere katkıda bulunmayı düşünebilmeleri gerekiyor. Çünkü bu projeler sırf #tr yazarlarının faydasına çalışıyor.

Dünden bu güne Steemit’teki her anımda yanımda bulunan, bana maddi manevi destek olan, tüm güzel kalpli insanlara teşekkür ederim. Sen ve ekip arkadaşlarım da bu kişilerin içindesiniz. Sizleri seviyorum.

Allahım, vedalaşıyorum!


Önceki Röportajlar


Steemit Röportajları serisi postlarının Steem gelirleri röportaj yapılan üyeye ve @trproje'ye gönderilecektir.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
49 Comments
Ecency