GİTMİŞTİ...

road-1072823_1920.jpg
Kynk

Gökyüzünün kızıla çalmadığı zamanlardan birinde, bir günün ardından, geceyi kovalayan sabaha ulaşamadan gitmişti, güneşin üzerinden gülümseyeceği tepelerin ardına henüz yüzünü göstermediği vakitlerdi, sabah ezanları için müezzinler uykusunu bırakıp abdest almak için kalmamıştı bile, sabahın köründen çok önce gitmişti,

Gökyüzünün kızıla çalmadığı zamanlardan birinde, sonbaharın son yaprakları dallarıyla henüz vedalaşmış, zemheri kapımızda beklerken, içimize işleyen soğuklar yola çıkmak üzereyken gitmişti,

Zaman yoktu artık ya da zamana ihtiyaç yoktu, donmuştu zaman, erkendi hemde çok erken hatta erken diyebilmek için bile erken,

Yaprak yaprak dökülüyordu günler takvimden, günler haftaları, ayları kovalıyordu tabiri caizse, mevsimler değişiyor, cemreler yola koyulmuş ve dahası son cemre toprağına kavuşmuştu, oysa çoktan gitmişti,

Her mutluluk gibi sevincinden küçüktü, küçücüktü, sevinci büyüyordu, kendisi büyümekten uzakken, sadece gitmişti,

Her kayıp bir kazanım olabilir mi?

Gitmişti bir çok şeyi öğretip, tek kelime etmeden, meğerse ne çok değer veriyormuşuz değersiz onca şeye, meğerse ne kadar çok vakit israf ediyormuşuz bir saniyenin bile harcamaya değmeyecek şeylere, meğerse ne kadar kalabalık biriktiriyormuşuz birbirinin aynı insanlardan, meğerse kendimizi hiçe sayarak yaşıyormuşuz üç günlük dünyada, ne kadar çok pişmanlığımız varmış oysa henüz haberimizin dahi olmadığı, sadece geçiyoruz bu dünyadan ve hiç farkında değiliz ne yazık ki, bir sabah uyanamadığımızda anlayacağız sanırım...

Bir yanımız hep hüzünlere dokunur, bilemiyorum belki de hüzün hep bir yanımıza dokunuyor, hüzün bizi temizliyor belki de, belki de adam ediyor, hep bir belki bırakıyor işte hayat her zaman olduğu gibi.

Belki de olması gerektiği gibi herşey...

e.avina

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
16 Comments
Ecency