İyi Bayramlar Herkese 🌼

Merhaba arkadaşlar,

Nasılsınız, neler yapıyorsunuz? Bu bayramda sizler de benim gibi yalnız mısınız, yoksa ailelerinizin yanında olmanın mutluluğunu mu yaşıyorsunuz?

img_20210513_141713210.jpg

Annemle torunu şehrin öteki ucunda oturuyorlar. Google ara sokaklardan yürüyerek gidersem 1 saat 15 dakikada varabileceğimi söylüyordu. Bunu anneme söylediğimde "otur oturduğun yerde" tepkisiyle hayallerimi yıkmakta gecikmedi. 😀 Torunuyla birlikte yeterince eğlendiği çok açık zaten, bizim pabucumuz dama atılalı çok oldu. O torun kimde olsa dönüp de kızına bakmaz, hak veriyorum. Geçen anneannen K-pop seviyor mu diyorum, gözlerini kocaman kocaman açıp "K-pop sevmeyen insan mı olur, Damla!" deyişini görmeniz lazım. (Teyze demesini öğrenemedi bir türlü, ben de pek ısrarcı davranmadım o konuda gerçi 🙂)

Anlayacağınız kaldım tek başıma buralarda. Neyse ki komşularım çok iyi insanlar. Bir kısmı yabancı zaten, umutsuzca iptal olan uçak seferlerinin yeniden başlamasını ve turizm sezonunun açılmasını bekliyorlar. Alt komşularım Akdeniz'in yerlileri, 7/24 relax insanlar. Bu zor günleri beraber atlatabilmek adına balkondan balkona çok gülüp eğleniyoruz. Özellikle arefe günümüz çok eğlenceli geçti. Eskiden arabalarla mahalleye gelip kavun karpuz satanlar oluyordu. Şimdi tam kapanma olunca o işler biraz değişti. Sürekli tek ya da en fazla iki çeşit meyve veya sebze satan arabalar geçmeye başladı. Niş alanlara yöneldiler anlayacağınız 😀 Dün "patlıcancı", "erikçi" ve "domatesçi"nin ardından komşularla tahmin yarışması yaptık. (Bu kısımda fon müziği Barış Manço'dan "Domates, Biber, Patlıcan" olsun 🙂 ) Sıradaki arabanın ne satacağını bilene ödül olarak hepimiz birer kilo o satılan sebzeden veya meyveden alacaktık. Herkes tahminini yaptı. Bana gelince çilek dedim. Çünkü çilek alerjim var, hiç yiyemiyorum, sadece uzaktan izlemekle yetiniyorum ya da şekli benzediği için ahududuyla hasret gideriyorum. Şanssızlığımdan kesin çilek gelir dedim. Gerçekten de çilekçi geldi ve hepimiz koptuk 😀 Neyse ki çileğin yanında bezelye de satılıyordu ve komşularım özel istek üzerine çilek yerine birer kilo bezelye aldılar. Gagauz olan komşum bezelyelerden bir taç yapmıştı ve hep beraber beni "Miss Bezelye Güzeli" ilan ettiler.

img_20210513_094602706.jpg
Kırk yıl düşünsem bezelyeden Hive yazacağım aklıma gelmezdi.

Ev bir anda bezelye deposuna döndü. Tam ne yapacağım bunlarla diye düşünürken, bezelye ödülümü teslim edecek olan son komşum kapımı çaldı ve elindeki bir kilo bezelyeyi uzattı. "Sen artık tatlısından turşusuna her şeyini yaparsın bunların" deyince kafamda bir anda lambalar yandı şimşekler çaktı 🎈 Tam o sırada ben de ona yeni yaptığım Ayvalı Çikolata Topları spesyalitemden tattırmak üzereydim. Neden onu bezelye ezmeli toplara dönüştürmeyelim dedim kendi kendime. (Daha önce bir blogda buna benzer bir şey görmüştüm) Tabii burada bezelye konu sebzesi olarak yer alacaktı. Normalde fıstık ezmeli yapmak istemiştim ama çok tükettiğim için evde fıstık kalmamıştı. Hem yer fıstığı hem antep fıstığı ezmesi en sevdiğim atıştırmalıklardan biri. Evde kendim yapıyorum, çünkü hazır satılanlar çoğunlukla şeker barındırıyorlar, şekersiz olanlarına ise pek güvenmiyorum.

img_20210513_120104270.jpg
Günün tatlısı: Bezelye Tozlu Çikolata Topları

Ve evet, şeker tüketmiyorum. Bu karara varalı yakında bir sene olacak. Geçen sene yurtdışında aşırı stresli günler geçirirken kendimi iyi hissetmemeye başlamıştım. Normalde her 3-6 ayda bir vitaminlere ve minerallere falan baktırıp hangisine ihtiyacım varsa ona göre beslenmeye çalışırım. Bu kez kan değerlerime baktırdığımda glikozda anormal bir artış gördüm. Bir anda aşırı yükselip 98 olmuştu. Yüzün üzerine çıkarsa glikoz toleransı bozukluğu söz konusu olabilirdi bu da istenmeyen bir durum, çünkü ilerisi diyabete kadar gidiyor. Doktor zayıf olmama rağmen bu duruma gelmemin başlıca nedeninin stres olduğunu söyledi, yine de beslenmemi düzenlememin ve özellikle rafine şekerden uzak durmamın faydalı olacağına dikkat çekti.

Doktordan çıkar çıkmaz en yakın pastaneye gittim, kendime kocaman bir tek kişilik pasta ısmarlayarak "Şekere veda partisi" yaptım. O gün bu gündür de sofralarımızda kullandığımız şekerden elimi eteğimi çektim. İlk başlarda bayağı bir zorlandım. Sonrasında rafine şeker yerine geçebilecek ama glisemik indeksi düşük sağlıklı besinleri keşfettikçe hayat öncesinde katlanılabilir sonrasında eğlenceli hale gelmeye başladı. Bu sayede hazır satılan hiçbir şekerli gıdayı almamaya hepsini kendim yapmaya başladım. Bana göre sağlıklı beslenmenin yolu vücudumuzun sesine iyi kulak verebilmekten geçiyor. Glikoz beynimizdeki benzin gibi bir şeydir, eksik olduğunda da beyin çalışmıyor. Fazlalığında da sorunlar ortaya çıkıyor. Bu yüzden sağdan soldan duyulanlarla hareket etmek çok yanlış. Her insanın vücudu özgündür, benzersizdir, bu yüzden beslenme de kişiye özel olmalı bence.

img_20210513_120657699.jpg
Bunlar ilk halleriydi. Ayvalı çikolata topları 🙂

Tabii bu Ramazan bayramında şekersiz kalmam gerektiği anlamına gelmiyor. Genelde yaptığım şekerlerde ve fıstık ezmesinde stevya yapraklarından elde ettiğim şekeri kullanıyorum. Onların hazır satılanları ve işlenmişlerinden uzak duruyorum. Yaprakları demleyip şeker elde ediyorum. Yoksa kurutulmuş meyvelerin şekerleri de iş görüyor. Son olarak elmadan elde ettiğim pektinle de bayağı başarılı sonuçlar alıyorum. Anlayacağınız şeker içeren her şeyin artık sadece ev yapımı olanını tüketiyorum. Buna ekmek de dahil. Et ve tavuğu da pek yemiyorum. Ancak balıktan ve deniz ürünlerinden vazgeçmem bu kısa sürede pek mümkün görünmüyor. Benim için olmazsa olmazlar arasında. Bu yüzden hayvansal ürünleri tamamen hayatımdan çıkarmaya henüz hazır hissetmiyorum.

Bunun önündeki diğer büyük engel de ailem ve annem. Özellikle annemi bıraksan her gün et tüketecek. Benim sebze yemeklerimi beğenmesi pek söz konusu olmadı bugüne kadar. Onlar hepsi "diyet yemeği" diyor. İçinde et yoksa diyet yemeği oluyormuş ona göre 🙂 O geldiğinde beğenebileceği tarzda yemek yapayım diye yazın dile dolabımda ayva bulunduruyorum. (sonunda ayvalı çikolata da denedim. artık evde içine girmediği yemek kalmadı 😀) Osmanlı mutfağı tarzında ayvalı dolmalar ve et yemeklerine hiçbir zaman hayır demez. Bir de tabii zerdeçal mutfağımızın her zaman baş köşesinde bulunan bir baharat. Yemekten konu açılınca çok konuşmuş oldum. O yüzden biraz mahallenin çiçekleri ve bitkileri turuna çıkalım. Marketten eve evden markete desem daha doğru olacaktı gerçi 🙂

img_20210513_140426348.jpg
Mahallemizin zakkum çiçekleri. Bunların bir de beyazları var, onları daha çok seviyorum, ama çok uzaktalar diye gitmek istemedim.

Sıcak bir mahalle burası. Daha önce şehrin elit sayılan bir semtinde oturuyordum. Ama insanlarını beğenmiyordum, çok soğuklardı ve sürekli aidat gibi parasal konularda birbirleriyle kavga ediyorlardı. İyi ki buraya taşınmak kısmetmiş. Şimdiki komşularımdan ve mahalleliden çok memnunum. Yeşillik ve çiçekler içinde, huzurlu, pek hırsızlık ve benzeri olayların yaşanmadığı, insanların kendi halinde takıldıkları eski bir mahalle. Bırakın para için kavga etmeyi "kendime alıyordum sana da alayım dedim" ya da "köyden gönderdiler senin payını ayırdım" diye kapımı çalanları ilk başta yadırgıyordum, çünkü bünye alışkın değildi 🙂 Üst kattaki Karadenizli komşumu hiç anlatmayayım. Sayesinde fındık açısından yokluk çekmiyorum. Bir de karayemiş denen meyveleri var onları da seviyorum.

img_20210513_141543774.jpg
Bunlara da Japon gülü diyorlar. Benim turistlerim çok severlerdi, Çin gülü demeyi tercih ediyorlardı. O yüzden benim de dilimde öyle kalmış.

Geçen gün komşumun fırlattığı muşmulaları hatırlıyorsunuzdur. Geçerken onların da fotoğrafını çekip atayım dedim:

img_20210513_144841948.jpg

img_20210513_135443915.jpg

Tabii meyvelerimiz bunlarla sınırlı değil. Erikler, dutlar, turunçlar, narlar, limonlar...

img_20210513_135014315.jpg
Nar çiçeklerini de çok seviyorum

img_20210513_144149422.jpg
Bazı ağaçlarımızın dallarında her mevsim limon görmek mümkün. Yarısı yeşil yarısı sarı

Ve çiçeklerimiz...

img_20210513_135600020.jpg
Begonvil...

img_20210513_140513448.jpg
Mine...

img_20210513_142054721.jpg
Bu ikisinin adını tam bilmiyorum

img_20210513_142206709.jpg

Ne çok konuştum bugün. Güya iyi bayramlar yazıp gidecektim. Çenem düştü.

img_20210513_143813957.jpg

Okuduğunuz için hepinize teşekkürler! Bu yazıyı yazmam konusunda istekte bulunup beni teşvik eden @mehmetfix 'e ve @sudefteri 'ne ayrıca çok çok teşekkür ederim 🌸 Mehmet ayrıca yurtdışında nasıl geçindiğimle ilgili bilgilere de yer vermemi istemişti. Onda çok fazla anlatacak bir şey yok aslında. Ben çocukluktan beri web işleriyle uğraşan biri olduğum için laptopımı alıp sağa sola gitme konusunda tereddüt yaşamıyorum 😀 Yine belki o konularda anlatacak farklı şeyler aklıma gelir...

Herkese iyi bayramlar. Kendinize bu zor zamanlarda çok dikkat edin. Hoşça kalın. 🤗

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
65 Comments
Ecency