Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı - Stephen R. Covey | Bir Kitap

Yağmurlu ve kapalı bir Ankara sabahından merhaba. 🙋‍♀️

Umarım herkes iyidir. Ben bu havaları sevdiğim için ve kitap okumayı çağrıştırdığı için iyi hissediyorum kendimi. Kahve eşliğinde dün yaptığım bisküvili pastadan yerken bir şeyler izlemek hayli keyifliydi ama kısa sürdü. ☕️

Biraz işlerim vardı, onları hallettikten sonra döndüm ve ocak ayında okuduklarımdan birinden bahsetmek istedim.
Normal şartlarda kişisel gelişim kitabı okuduğum pek söylenemez. Geçmişte birkaçıyla tanışmış ve onları hayli basit bulmuştum. Fakat son yıllarda iyilerine denk gelince ön yargımı kırmaya başladım galiba. Özellikle Engin Geçtan'ın yazdıklarını ve onun tarzına sahip eserleri beğeniyorum.


20240306_112246.jpg

Bunu da sevdiğim bir hocam önermişti. "Kesinlikle okumalısın." demişti ve neredeyse bir yıl sonra alıp okuyabildim. İsmi, başlıktan da anlaşılacağı üzere Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı.
Stephen R. Covey imzalı kitabın 78 baskı yapmış olması inanılmaz. Tüm dünyada otuz sekiz dile çevrilerek kırk milyonun üzerinde satış yapmış ayrıca. Oğlu Sean Covey'nin içgörüleriyle güncellenmiş bu basım. Babasının anlattığı pasajların ardından kendi hayat hikâyesinden kısa örnekler vererek zenginleştirmiş.
Bu hoşuma gitti. Babasının onunla olan ilişkisinden bahsettiği kısımlar özellikle ilgi çekiciydi. Günde yaklaşık 45 sayfa okuyarak 462 sayfalık kitabı zorlanmadan, sindire sindire ve kenarlara notlar ala ala bitirdim. 🙆‍♀️

İç tanıtım yazısında söylenen magazinsel bir bilgi dikkatimi çekmişti ilkin. 9 çocuk 43 torun sahibi olan (muhtemelen torun sayılarında artış olmuştur) bir adamın ailesiyle ilişkisini merak etmiştim. Acaba anlattığı şeyleri kendi hayatına tatbik edebilmiş mi diye. Çünkü kendim için de önemli olan buydu. Okuyoruz, beğeniyoruz evet ama kaçta kaçını uygulayabiliyoruz?
Yazarın hep erkek çocuklarının isimlerini anması ve hep onlardan örnek vermesi canımı sıktı biraz. Kızlarını da anlatabilirdi, belki üzülmüşlerdir diye düşündüm. 🙇‍♀️

Neyse konuya döneyim ben. Yazarla yapılan sohbetlerden birinde "7 Alışkanlık'taki ilkeleri nasıl akıl ettiniz?" diye bir soru soruluyor ve şöyle bir cevap geliyor:

Evet, kitabı ben yazdım ama ilkeler benden çok önce biliniyordu. Benim tüm yaptığım onları bir araya getirip insanlar için sentez çıkarmak oldu. (sf 7)


20240306_112624.jpg

Bazı görsellerle de zenginleştirilmiş. Hani şu hepimizin karşısına çıkan, 'şu resimde ilk ne görüyorsun' temalı olanlardan. Bir de verilen örneklerden bazılarını daha önce okumuş veya duymuştum bir yerlerden. Acaba kim kimden almıştı? Örneğin eklediğim bu çizimler.. Peki siz yukarıdaki çizimde ne görüyorsunuz?

Bir öğretmen, sınıfındaki öğrencileri test etmek istemiş. İki insanın aynı şeye bakmalarına rağmen anlaşmazlığa düşebileceğini ve her ikisinin de haklı olabileceğini göstermek için iki ayrı gruba ayırmış sınıfı.
Birinci gruba üstteki, diğerlerine alttaki resmi vermiş ve on saniye odaklanarak bakmalarını istemiş. Daha sonra orijinal resmi göstermiş, dışarıda her şeyden habersiz olan arkadaşlarına onu betimlettirmiş.
İlk resme on saniye odaklananlar onu genç ve güzel bir kadın olarak tarif ederken; diğerleri ise ihtiyar bir cadıya benzediğini dile getirmiş. Aralarında tartışma çıkmış. Öğretmen her şeyi onlara anlattığında gerçeği kavramışlar. :)


20240306_112357.jpg

On saniyelik bir süre nesneleri görüş biçimimizi böylesine güçlü bir biçimde etkileyebiliyorsa, yaşam boyu süren bir koşullanma nelere yol açmaz ki? (sf 38)


20240306_112534.jpg

Yazar daha ilk sayfadan bu yedi maddeyi anlatmaya çalışmıyor. Uzun bir girişle bize neyi amaçladığını söylüyor, taktikler veriyor.
Kitabı bir kez okuyup rafa kaldırmamamızı tembihliyor. Adeta bir başucu kitabı olarak görmemizi istiyor. Parça parça okuyup içselleştirmeyi, 48 saat içerisinde bir başkasıyla paylaşıp tartışmayı salık veriyor. Bu sayede bakış açımız genişleyecek, anlayışımız derinleşecek ve uygulamaya devam etme isteğimiz de artmış olacak.
Bilginin en iyi bu şekilde akılda kalabildiğini daha önceden biliyordum. Öğretirken öğreniyor insan.

Bu alışkanlıklar üzerinde çalışırken kendinize karşı sabırlı olun. Kendini gerçekleştirme süreci hassastır; kutsal bir topraktır. Bundan daha büyük bir yatırım da olamaz. (sf 77)

7 ALIŞKANLIK

1. Alışkanlık: Proaktif Ol
İnisiyatif almaktan daha öte bir anlamı vardır. Kısacası kendi hayatımızdan sorumlu olmamız anlamına gelir. Proaktif insanlar davranışları için koşulları veya şartlanmayı suçlamazlar. Davranışlarına kendileri karar verir ve sorumluluğu üstlenir. Olumlu bir dil kullanırlar. Yapabilirim, seçebilirim, tercih ederim gibi.
Gayretlerini etki alanı üzerinde uygular, yapabileceklerine odaklanır. Proaktif yaklaşım, içten dışa değişmektir. Farklı olmak ve başımıza gelen olumsuzlukları olumlu yönde değiştirmektir. Daha verimli, daha gayretli, daha yaratıcı olabilmek adına bir şeyler yapabilir.

Reaktif insanlar ise çevrelerinden etkilenirler. Yaptıkları için başkalarını suçlama eğilimindedirler. Bahane bulmakta mahirdirler.
Davranışları ile söylemlerinden sorumlu olmadığını söyler ve başka çıkar yolu olmadığına inanır. Gayretlerini ilgi alanı üzerine yoğunlaştırır. Enerjilerini kimi zaman boşa harcarlar. Çünkü kontrol edebilecekleri alanın dışına yönelmişlerdir.
Reaktif insanları duygular, koşullar, olaylar ve çevreleri yönetir. Başkaları iyi davranınca kendilerini iyi hissederken kötü davranınca kendilerini savunmaya ve korumaya çalışırlar. Merkezlerinde hep "başkaları" vardır.

"Biz kendi elimizle teslim etmedikçe, onlar özsaygımızı alamaz." (sf 97)
Gandi

Kısacası kontrol edemediklerimiz yerine kontrol edip etkileyebileceklerimize odaklanmalı ve harekete geçmeliyiz. ✌🏻

📚 📚 📚

Kitapta otuz günlük bir test bulunuyor. Tavsiyeleri otuz gün boyunca ara vermeden uygulayınca proaktif insan olmayı öğrenebiliriz belki. Bir maddeyi örnek olması açısından yazmak istiyorum:

Bir gün boyunca, kullandığınız dili ve çevrenizdekilerin dilini dinleyin. "Keşke" / "yapamam" ya da "yapmalıyım" gibi reaktif sözleri ne kadar sık kullanıyor ve çevrenizdekilerden ne kadar sık duyuyorsunuz?
Yakın gelecekte yaşayabileceğiniz deneyimlere dayanarak muhtemelen reaktif biçimde davranacağınız bir deneyim saptayın. Durumu etki alanınız bağlamında gözden geçirin. Nasıl proaktif bir tepki verebilirsiniz? Birkaç dakika düşünün ve deneyimi zihninizde canlandırın. (sf 121)

7 Alışkanlığın tüm maddelerini bu şekilde açıklamayacağım. Sadece içlerinden beni motive eden ilkini anlatmaya çalıştım.
Belki sizlerin de ilgisini çeker ve kitabı okumak istersiniz. Bu yüzden tadınızı kaçırmak istemiyorum. Başlıklarını ekleyip geçiyorum. ☕️

Durumu değiştirmek istiyorsak, önce kendimizi değiştirmemiz gerektiğini kavramaya başladık.
Kendimizi etkili bir biçimde değiştirmek için de önce algılarımızı değiştirmemiz gerekiyordu. (sf 26)

2. Alışkanlık: Sonunu Düşünerek İşe Başla

3. Alışkanlık: Önemli İşlere Öncelik Ver

4. Alışkanlık: Kazan-Kazan Diye Düşün

5. Alışkanlık: Önce Anlamaya Çalış, Sonra Anlaşılmaya

6. Alışkanlık: Sinerji Yarat

7. Alışkanlık: Baltayı Bile

Bu kitabı daha önce okumuş muydunuz? İsmini bir yerde duymuş veya denk gelmiş miydiniz?
Eğer henüz tanışmadıysanız tavsiye edebilirim. Keyifle okudum ben.
Her ne kadar içindeki tüm maddeleri karşılayamıyorsam da eksiklerim olsa da bazı şeyleri fark etmemi sağladı. Belki otuz gün testini uygularsam daha iyi bir ben olabilirim. 🥰

Yazımın en başında belirttiğim üzere, sizlere bahsederken tekrar okumuş gibi oldum. Gerçekten tüm sayfaları yeniden çevirdim.
Güzel davranışları umarım alışkanlığa dönüştürebiliriz bir gün.. 🎇
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. 💐

Kendi kalbini dikkatlice araştır çünkü hayatla ilgili meseleler oradan kaynaklanır. (sf 30)

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
13 Comments
Ecency