Şefiniz Geziyor #16 : Tea Taste

Ay ay ay bloguma, köşeme, inceleme yazıma H O Ş G E L D İ N İ Z! Uzun süredir yazmıyormuş gibi hissettim nedense. İşte Benim Stilim All Star sezonunun incelemesini yazmak için All Star sezonunu baştan izliyorum. O kadar çok şey izledim ki sanki çok uzun süredir bir şeylerle uğraşıyormuşum gibi geldi. Tüm bölümleri baştan aşağı izlemek biraz uzun zaman alacak. Çünkü tüm bölümler neredeyse 2.5- 3.5 saat uzunluğunda. Ama buna değeceğini düşünüyorum. Detaylı bir inceleme yazısı olacak. Ve en güzel yanı da böyle şeyleri yazarken eğleniyor olmam. Sanki oradaymışım gibi o kavgaları tekrar tekrar yaşıyorum. Bayılıyorum böyle şeylere ya. Resmen bayağı ve ötesi.

Bayadır Şefiniz Geziyor konseptinde bir şeyler yapmamıştım sanırım. Gerçi buraya yemek tarifleriyle geldim. Ama 4 aydır hiç yemek tarifi de yazmamışım. "Özünü unutma oğul!" diyesim geldi kendime :D. Her neyse konumuza dönelim. Bilmem kaçıncısı ama -on beş ya da on altı olduğunu düşünüyorum, başlığı yazarken kesinleşecek- şefiniz geziyor yazımıza gelelim. Uzun süredir bu konuda yazmayınca normalde nasıl yazdığımı unutmuşum. Zaten postlarımı yazmam saatlerimi alırken bu süre böyle durumlarda biraz daha uzuyor. Neyse başlayalım da devamı gelir diye düşünüyorum.

Gittiğimiz mekanın ismi Tea Taste. Tabii ki Beşiktaş'da. Beşiktaş'a bu kadar uzak oturmama rağmen sürekli Beşiktaş'daki mekanlara gitmem de neyin nesi acaba. lol. Mekan Akaratler'den sapılan bir ara sokakta. Ulaşımı zor değil. Beşiktaş otobüsleri ile Akaretler'e gittikten sonra yaklaşık 10 dakika yürüme mesafesi var. Biz arkadaşımla buluşarak geleceğimiz için Kabataş'da buluşup mekana kadar yürüdük. Kabataş'dan Akaretler'e kadar olan o yolu yürümeyi seviyoruz. O yolda yapılan dedikodunun tadı da bir başka tabi.

Mekanın büyüklüğüne göre menüdeki çeşitler gayet normaldi bence. Küçük mekanlarda menünün tamamının hizmet verdiğini nadiren gördüm. Genellikle çok satanlar mekanda taze olarak bulunuyorlar. Burası da bu mekanlardan biri. Kalabalıklaşırsa içerisi duracak gibi olmaz bence. Genelde büyük yerlere gittiğimiz için burası biraz küçük geldi. İçeride en fazla 5-6 grup oturabilir bence.

İçecek menüsü bu şekildeydi. Gördüğünüz üzere sütlü çayların hakim olduğu bir menü. Sütlü çay seviyorsanız bence bu içecekleri beğenirsiniz. Bizim aldığımız içeceklerde -özellikle benimkinde- sütlü çay tadı baskındı.

Tatlılar ise sınırlıydı. Ama tatlıların içeceklerden daha başarılı olduğunu savunabilirim. Çeşitleri azdı ama lezzetleri bence harikaydı.

Siparişlerimiz hazır olduğunda böyle gözüküyorlardı. İki arkadaşım aynı içeceği sipariş etti bense içimdeki aykırı kişiyi bastıramadığım için Mangolu Sütlü Çay sipariş ettim hahahahaha.

Sipariş ettiğim Mangolu Sütlü Çay buydu. Bu arada içecek seçimi yaparken içeceğinize boy da seçiyorsunuz. Ben büyük boy sipariş ettim. Sütlü çay tadı oldukça baskındı. Mango tadı ise yok gibi bir şeydi. O yüzden pek memnun kaldığımı söyleyemem. Sınıfta kaldı.

Arkadaşlarım ise Pudingli Sütlü Çay sipariş ettiler. Ben de tadına baktım. Açıkçası beğendim. Tatlı şeylere olan zaafımı bence artık sizler de biliyorsunuz. Tatlıydı ve içinde puding parçacıkları vardı. Bu bana biraz Bubble Tea'yi anımsattı. Tadı da daha önce içmiş olduğum bir Bubble Tea'ye benziyordu zaten.

Bu benim sipariş ettiğim tatlıydı. Mangoyu çok sevdiğim için Mangolu Mochi sipariş ettim. Mochi dışı pirinç hamuruyla hazırlanan içi dolgulu bir Japon tatlısı. Eğer pirinç unu, pirinç hamuru gibi şeylerden hoşlanmayan biriyseniz yemenizi önermem. Paranızı boşuna çöpe atmayın derim. Çünkü oldukça yoğun bir pirinç hamuru tadı alıyorsunuz. İçindeki mango parçacıkları da güzeldi. Ama çok fazla tadını alamadım. Yine de güzeldi.

Bunlar da arkadaşlarımın sipariş ettiği tatlılar. Çilek ezmeli ve Machalı Wagashiler. Benim favorim Çilek Ezmeli Wagashi oldu. Tadı gerçekten efsaneydi. Machalı Wagashi de güzeldi ama macha tadı pek alışkın olduğumuz bir tat değil. Çok yoğun bir lezzet değil ama çok silik de değil. Kısacası rahatsız edici bir yanı yok. Tatlıları genel olarak beğendim diyebilirim.

Mekan bence gayet güzeldi. Sokak arasında sıradan küçük bir mekandı. Mekanın fark yaratan kısmı sunduğu tatlar. Siparişler oldukça hızlı hazırlanıyor. Zaten tatlılar hazır olarak dolapta bekliyor. Zaman alan kısım içeceklerin hazırlanması. Fiyatlar da oldukça makuldu bence. Hepimiz neredeyse kişi başı 86 lira ödedik.Kısaca beğendim ama çok bayılmadım. Mekana puanım 7/10.

Mekanın duvarında böyle bir yazı vardı. Ne demek olduğunu bilmiyorum ama bu mekana bu fotoğrafla veda etmek istedim.

Mekandan ayrıldıktan sonra Beşiktaş sanki çok büyük bir yermiş gibi biraz gezelim dedik. Meydana gelmişken Kızılkayalar'a uğramamak olmazdı. Kızılkayalar'a girdik ve şans eseri yer de bulduk. Kahvaltı bile etmediğim bir gün olduğu için karnım açtı. Gerçi ben her zaman açım :D. Arkadaşlarım ıslak hamburger sipariş ettiler. Ben ise goralı sipariş ettim. Goralısı çok güzeldi. Genel olarak sosis sevdiğim için tadına hayran kaldım diyebilirim. Tabii ki bu goralıdan yaklaşık 1 saat sonra ıslak hamburger de sipariş ettim. Aç duracağımı sanmanız beni üzer :D.

Biraz da sahilde oturduktan sonra günümüzü tamamladık ve dağıldık. Yeniden Kabataş'a yürüyüp Kabataş'dan tramvay ile eve döndüm. Güzel bir gündü ya valla bak beğendim. Arada böyle buluşmalara hepimizin ihtiyacı var. Uzun süredir ilk defa üçümüz kaldık. Normalde sürekli dördüncü ya da beşinci kişiler oluyor. Böyle olunca herkes eteğindeki tüm taşları dökemiyor. Ama kemik kadro yalnız kalınca dinlenme tadında bir buluşma oldu. Sanırım bir sonraki buluşmamız bir iftar yemeğinde olacak. İftara kadar post yazar mıyım bilmiyorum. Ama yazarım herhalde ya.

Eveeet, bugünlük benden bu kadar. Umarım beğenerek okumuşsunuzdur. Ben beğenerek yazdım ki bunun ne önemi var onu da bilmiyorum. Önemli olan okuyanların beğenmesi. Her neyse bir sonraki yazıma kadar sevgiyle kalın. Au revoir!