Yaşar Kemal "The Birds Have Gone" / Yaşar Kemal "Kuşlar da Gitti" 📚


Source

Hello everyone,
Today I will try to talk about Yasar Kemal's novel "Birds Also Gone". Before starting the book, I would like to add a few sentences about the author of the book. I have heard of Yasar Kemal many times, but I did not have detailed information. I can say that there is a big difference between his life before writing and his life after writing. Of course, the author's passion for reading and research should be emphasized in this great change. The author worked in almost many different professions. Clerk, teacher, factory, etc. The thing that attracts my attention the most is that he spent some time in prison because of his different thoughts.
Despite many difficulties, the author did not give up his dreams and achieved great success. He also received awards in the field of literature.
The author started the introduction with a beautiful description to warm up the readers to the book. Before you finish the first page, you find yourself in the woods in a beautiful neighborhood of Istanbul in September. Since the author narrates the novel through different people and mentions them in detail, the people come alive in front of your eyes until the end of the novel.

Herkese merhaba,
Bugün Yaşar Kemal'in "Kuşlar da Gitti" adlı romanından bahsetmeye çalışacağım. Kitaba başlamadan önce kitabın yazarı hakkında birkaç cümle eklemek istiyorum. Yaşar Kemal'i birçok kez duydum ancak detaylı bilgiye sahip değildim. Özellikle yazarlıktan önceki hayatı ile yazarlıktan sonraki hayatı arasında büyük bir fark var diyebilirim. Tabi bu büyük değişimde yazarın kitap okuma, araştırma tutkusunu vurgulamak lazım. Yazar neredeyse birçok farklı meslekte çalışmış. Katiplik, öğretmenlik, fabrika vs. En çok dikkatimi çeken husus ise farklı düşüncelerinden dolayı bir süre ceza evinde yatması.
Yazar birçok sıkıntıya rağmen hayallerinden vazgeçmeyip büyük başarılara imza atmış. Ayrıca edebiyat alanında ödüller almış.
Yazar, okuyucuları kitaba ısındırmak için giriş kısmına güzel bir tasvirle başlamış. Daha ilk sayfayı bitirmeden kendinizi eylül ayında İstanbul'un güzel bir semtinde ormanlık alanda buluyosunuz. Yazar, romanı farklı şahıslar üzerinden anlattığı için ve detaylı bahsettiği için romanın sonuna kadar şahıslar gözünüzün önünde canlanıyor.

In the novel, the author describes the life struggles of young children. They catch different kinds of birds with traps and sell them in front of mosques, churches and crowded areas. The people who buy the birds free them and set them free. Opposite the place where these children catch the birds, there is a young man sitting at the bottom of the fence watching what is happening. This young man's name is Tugrul. He harbors hatred towards the people who catch the birds. Of course, this is completely my opinion. Because you can see it in his behavior and actions.
The biggest problem that young birders complain about is that birds cannot be sold compared to the old years. As such, they have extreme hatred and swear against people who do not buy the birds.
The main actor of the book comes to the young people from time to time and observes them. Even though he does not get along with Tuğrul, he establishes a good communication with the young birders. The protagonist, who feels sorry for the young people, wants to buy a beautiful bird and even gives the money in advance, but the birders cannot catch the bird he wants and they are disturbed by this situation.

Yazar, romanda genç yaştaki çocukların hayat mücadelesini anlatıyor. Bahsettiği gençler, kurduğu tuzaklarla farklı türde kuşlar yakalayıp cami önlerinde, kiliselerde kalabalık alanlarda satıyorlar. Kuşları satın alan kişiler ise bu kuşları azat ederek özgürlüklerine kavuşturuyor. Bu çocukların kuşları yakaladığı yerin tam karşısında tel örgülerin dibine oturup, olan biteni izleyen bir genç bulunuyor. Bu gencin ismi Tuğrul. Kuşları yakalayan kişilere karşı nefret beslemektedir. Tâbi bu tamamen benim düşüncem. Çünkü hal ve hareketlerinden anlaşılıyor.
Kuşçu gençlerin yakındığı en büyük sıkıntı eski yıllara göre kuşların satılamaması. Hal böyle olunca kuşları satın almayan insanlara karşı aşırı nefret besleyip küfür ediyorlar.
Kitabın baş aktörü ara ara gençlerin yanına gelip gözlem yapmaktadır. Tuğrul ile anlaşamasa da kuşçu gençlerle güzel bir iletişim kuruyor. Gençlere durumuna üzülen baş aktör güzel bir kuş satın almak ister hatta parasını peşin verir ancak kuşçular istediği kuşu bir türlü yakalayamaz ve bu durumdan rahatsızlık duyarlar.

The flocks of birds that once filled the skies are now almost non-existent. Young people who cannot sell the birds are thinking of slaughtering and cooking them to feed themselves after a while. One thing that attracts my attention in this book is that young people talk about humanity, virtue, and love for animals, but they catch birds with nets to earn money without mercy, and they insult and swear at people who do not buy them. According to them, they are very honest...
The book does not overwhelm the reader because it is told in simple language. Moreover, since the number of pages is small, it is read in a short time. I read it in about 1.5 hours in one breath. After finishing this book, I think I will share another book I read.
See you soon.

Bir dönem gökyüzünde hiç eksilmeyen kuş sürüsü zamanla neredeyse hiç kalmıyor. Kuşları satamayan gençler bir müddet sonra karınlarını doyurmak için bu kuşları kesip pişirmeyi düşünüyorlar. Bu kitapta dikkatimi çeken bir hususta; gençler, insanlıktan, erdemden, hayvan sevgisinden bahsediyor ancak para kazanmak için ağlarla sepet sepet hiç acımadan kuş tutuyorlar üstelik satın almayan kişilere hakaret edip küfür ediyorlar. Onlara göre kendileri çok dürüst...
Kitap, sade bir dille anlatıldığı için okuyucuyu bunaltmıyor. Üstelik sayfa sayısı az olduğu için kısa bir sürede okunuyor. Ben tek solukta yaklaşık 1.5 saatte okudum. Bu kitabı bitirdikten sonra okuduğum başka bir kitabı da paylaşmayı düşünüyorum.
Görüşmek üzere.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center