
Selamlar.
Bugün bir haftalık serüvenimizin sonuna geldik. Plansız olarak ve samimi hislerle çıktığım bu yolculukta güzel yol arkadaşlarımın olduğunu bir kez daha idrak ettim. Onlarla yeniden tanıştım adeta. İçlerinde kocaman bir yürek taşıdıklarını gördüm. Kendilerine güvendiklerimin ise yarı yolda bıraktığını ve ilk yol ayrımında yön değiştirdiğini de.
İyi ki katılmışım. 'İyi ki bunları görebileceğim bir ortam oluştu.' demiştim kendi kendime. İnsanlar zor zamanlarda gerçek yüzlerini gösteriyor çünkü. Çıkarlarına dokunmadığında düşüncelerini gizleyebiliyor. Ama ilk fırsatta bunu aşikâr ediyor. Kin duyamayan bir yapım var fakat kolayca insan silebildiğimin de farkındayım. O kişiyi gerçekten seviyorsam da kazanmak için elimden gelenin fazlasını yapmaktan çekinmem.
Bir şeyin daha farkına vardım. Yazdıkça kendimi daha rahat ifade ediyordum. Her gün bir şeyler karalamam gerektiğini anlamamı sağladı bu. 'İşleyen demir' mantığıyla demek ki yazma kabiliyeti de gelişebiliyor. Umarım 2023 yılında bunu aklımdan hiç çıkarmam. Her gün okuduğum sayfa sayılarını not ettiğim kadar kaleme aldıklarıma da dikkat etmeliyim.
Yeni konumuz şuydu:
Yedinci Gün:
Herhangi bir zamanda gittiğiniz bir müze, tarihi eser, sergiden bahsedin.
mehmetfix
Aslında haftanın başındayken, sevgili @mehmetfix'in hazırladığı konulara göz attığımda her şey belliydi kafamda. Hangi gün nelerden bahsedeceğimi bilmemin rahatlığı da bir başka oluyormuş. 🙂
Katılan herkesin aynı konuda yaptığı paylaşımları da okumak ayrıca keyifliydi.
Kendinize uzaktan bakmak da mümkündü bu süreçte. Herhangi biri gibi yazdıklarını tekrar okumanın gayet geliştirici bir yanı var. Eksiklikleri fark etmek, daha iyi cümle kurulabilmesinin önünü açıyor bence. Umarım daha keyifli etkinliklerde buluşuruz bir gün..
Bugün anlatacaklarımı da sıralamıştım zihnimde ve gece yarısında uykuya dalarken kendi kendime tekrar ediyordum sanki.
Ama sabah gördüğüm bazı mesajlardan sonra hevesim kaçtı. Değer verdiğin ve şimdiki konumuna gelebilmesi için ufacık da olsa emeğinin geçtiği insanlardan, bir takım haksız ithamlar duymak üzücüydü. :/
Bazı kürasyon projelerinde çalıştım. O dönem burada paylaşım yapmamama rağmen gönüllü olarak destek olma gayretindeydim. Kendilerinin 'yayınla' tuşuna bastıktan sonra arkalarına dönüp bir kez bile okumaya tenezzül etmedikleri postlarını okuyup oylanmaları için önerdim. Destek aldıklarında sevindim. Perdenin gerisinde olunca emeklerin hiçe sayıldığının farkına vardım bugün.
Arkadaşlar her şey para değil. Evet para ile çok şeyi satın alabilirsiniz ama arkadaşlık ve dostluk alamazsınız. Hiçbir para buna yetmez.
'Hep bana hep bana' mantığında olanlarla yolum hiçbir zaman kesişmesin dilerim. Umarım benden uzak olurlar, yolları açık olsun.
Aslında bu yazdıklarım o kadar boş ki bomboş. Akşama doğru izlediğim bir videoyla allak bullak oldum çünkü. Şu yazımda bahsetmiştim, karavancı çok tatlı bir çiftten.
Yolcuların Dikkatine'deki Ebru ve Cihan'dan. Bugün tatsız bir haberle biz takipçilerinin karşısına çıktılar. Ebru'nun, doğumuna gittiği daha dün gibi olan biricik yeğeni Özgür'ün SMA Hastası olduğunu ağlayarak anlattılar. Onları izlerken gözyaşlarıma hakim olamadım, daha küçücük bir bebek.. Ailelerinin gözleri önünde kocaman hastalıkla mücadele ediyor. Şu an bu satırları yazarken de ağlıyorum, çok etkiledi beni halleri. Yorgun düşürdü kalbimi.
İyileşmesi için bir tanecik hapa ihtiyacı olduğunu anlatıyorlar. Bu sayede iyileşebilecek ve yeniden ayakları üzerinde durabilecek..
Bu cümleleri söylerkenki umut ve umutsuzluk içindeki yüz ifadelerinden çok etkilendim.
34 MİLYON'a ihtiyaçları olduğunu görünce bunun zor ama imkansız olmadığını düşündüm. İşte para buralarda işe yarıyor. Küçük hesaplaşmalar burada son buluyor. Her şeyi önemsiz kılıyor. Bir canı kurtarmaya yetiyorsa bir kıymeti var paranızın. Değilse dağlar kadar da olsa doyurmaya yetmiyor katılaşmış kalpleri. Neyse.
İzlemek benim için çok üzücüydü. Birçok acı hatıra hücum etti zihnime. Valilik onaylı yardım kampanyalarına videonun sonuna gelmeden ufak da olsa destek oldum. İstedim ki belki "Çorbada benim de bir tuzum bulunsun." diyen yüce gönüllüler çıkar. Onlara 1 Hive bile olsa, miktarı ne olursa olsun bir katkıda bulunulsa çok mutlu olurum. 🌼
Umarım onların yüzleri kısa sürede güler ve bu kez müjdeli haberlerle karşımızda olurlar. Minik Özgür de küçücük bedenindeki o ağır yüklerinden kurtulup yeniden ayağa kalkar. Buna inanıyorum ve imkanım olan her yerde duyurmak isterim. Dualarınızı esirgemezsiniz değil mi?
Çaresizlik ne demek çok iyi biliyorum. Benzerini iki defa yaşadım en yakınımda. İki küçük mezar taşında kocaman isimlerinin yazılı olduğunu bilmek çok acı. :'(
Dünya kısacık. Birbirini kırıp incitmek yerine, sevmek çok mu zor?
Bu satırlara daha fazla devam edemeyeceğim. Haftanın kapanışını bu şekilde yapacağım aklımın ucundan geçmezdi ama hayat bu..
Minik Özgür'e destek olursanız çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkür ederim. 🌼