-TR
Herkese seeeeeeeeee-laaaaaaaaaaaaaaammmm! Bugün kendi standartlarıma göre biraz daha geç saatte selam verdim farkındayım. Ama valla çok geçerli bir sebebim var kızmayın hemen ahaha. Sabah -tabii ki bana göre sabah.Size göre öğlen saatleri- psikiyatristim ile randevum vardı. O yüzden bir nebze daha erken uyandım. Hipomani döneminde olduğum için uykularım oldukça azaldı. Aslında bu konuda hem doktorum hem de ben oldukça şaşkınız. Çünkü neredeyse 1 yıldır hiç hipomani dönemimi yaşamamıştım. Ama daha önceden bu durumu yaşadığım için çok tecrübeliyim. Bir şeylerin yolunda gitmediğini farkettim ve hemen doktorumdan randevu aldım. Zaten terapi için de doktora gitmem gerekiyordu ikisi aynı zamana denk gelmiş oldu. Şimdilik birkaç yasak ve ilacımın artmasıyla bu durumu gölgelemeye çalışacağız. Ne kadar çok uyursam tehlikeden o kadar uzak olurum. Halihazırda çalıştığım bir işim de olmadığı için uyumamda bir sakınca yok. Bir de bir süre alkol almam, yalnız başıma bir şeyler yapmam yasak. Doktorum yanımda birilerinin olması gerektiğini söyledi. Araştırarak bu doktoru bulmuştum. Doğrusunu söylemek gerekirse iyi ki araştırmışım. Çünkü harika bir doktorum var ve gerçekten çok memnunum. Doktorum da doktorum. C A N I M D O K T O R U M. Kendisine burdan bolca sevgiiiiiiiiiiiiiii <3333.
Evet sevgi seansımız bittiğine göre konumuza geçebiliriz. Bugün yedi günlük blog serüveninin beşinci günü. Yolun yarısını geçtik ve son 2-3 gün kaldı. Bak böyle diyince ufaktan bir duygulandım. Duygu topu musun be Yusuf? Bugünün konusu herhangi bir zamanda geçirdiğimiz en güzel gün. Herhangi bir zamanda geçirdiğim en güzel gün mü bilmiyorum ama son bir yılda geçirdiğim en güzel gün geçtiğimiz çarşambaydı. Ve ben deeeee o günü anlatacağımmmmm.
Arkadaş grubumda iki kişinin doğum gününün ocak ayı içerisinde olduğunu daha önceki yazılarımdan birinde söylemiştim. Biz de bu iki arkadaşımız için bir gece düzenledik. Aslında bu gece benim için bir ilkti. Çünkü daha önce hiç dışarıda sabahlamamıştım. Babamdan geceleri dışarı çıkmak için biraz zor izin alıyorum desem yeridir. Ama bu sefer izin almam kolay oldu. Umarım hep böyle olur ahaha.
Önce adını unutmuş olduğum meyhaneden yer ayırttık. Tabi bu 2-3 gün önceden yapılan bir olaydı. Daha sonra bir pasta siparişi verdik. Pastanın resmini buraya bırakıyorum. Bence çok tatlı bir pastaydı. Tadı da baya iyiydi heeee. Seçim yapma konusunda da biz yaaağğğğnii. Çarşamba günü akşam 6 sularında buluştuk. Pastanın ödemesini ben yapacağım için arkadaşlarım Taksim meydanındaki Eslab'de oturdu. Ben de pastaneye doğru yola çıktım ve pastayı teslim aldım. Daha sonra ise saat 19.30 gibi meyhaneye gittik.
Meyhaneye girdiğimizde masalar hazır şekilde bizi bekliyordu. Masalarda mezeler yerini almıştı ve gelin bizi yiyin diyorlardı resmen. Bence mezeler güzeldi. Her ne kadar arkadaşlarım acı falan diyip mıymıylansalar da ben acı sevdiğim için bana koymadı. Biraz drama queenlik yaptılar bu bana biraz abartı geldi.
Masaya 2 farklı içki siparişi verdik. Arkadaşlarım kararsız kaldığı için onlara pembe şarap söyledik. Ben ve Kerem de 100'lük rakıyı içtik. Ben pek rakı sevmem. Ama yarım şişeyi tek başıma içtim. Nasıl oldu hala bilmiyorum. Rakının yanında da tabii ki beyaz peynir ve kavun vardı. Ben beyaz peynir ve rakı ikilisini sevmediğim için almadım.
Mekanın duvarlarında güzel yazılar vardı. Özellikle bir yazıyı çok beğenmiştim. Ama o yazının fotoğrafını çekmemişim. Çünkü o yazıyı gördüğümde dertlenip ağlıyordum ahahaha. Bu da böyle bir anım oldu :D.
Ana yemeğimizi de yedikten sonra sıra pastaya gelmişti. İki arkadaşımı pastanın başına aldık ve birlikte mum üflediler. Çok tatlıydılar. Hep böyle mutlu olun benim beybisularım. Yerim sizi.
Buraya da geceden kalan son fotoğrafı koyuyorum. Aslında daha çok şey yazılabilir daha çok şey konuşulabilirdi. Ama ekip diyorum başka da bir şey demiyorum. Sizi seviyorum kelebeklerim. Okulun ilk gününden beri olan dostluğumuz günden güne gelişti ve şu anki duruma geldi. Umarım birlikte daha da ileri gideriz.
Eveeeeeeeet beşinci günün postu bu kadardı sanırım. Sanki bugünkü biraz da durgun bir yazı oldu. Çok fazla yükselmedim gibi hissettim. Neyyyyyse altıncı günün gönderisinde görüşürüz. Hadi öptüm baaaaaaaaaaaiyyy!
-Tüm fotoğraflar bana aittir asko.